ÖZLEM FİDANCI/PHILIPS ORTA DOĞU VE TÜRKİYE CEO’SU
“DİJİTAL SAĞLIKTA LİDER OLACAĞIZ”
Özlem Fidan, iş dünyasının en başarılı kadın profesyonellerinden biri. Boğaziçi Üniversitesi, İşletme Bölümü’nden 1992 yılında mezun olduktan sonra iş hayatına Tetra Pak’ta adım attı. İş geliştirme müdürü olarak 6 yıl Tetra Pak’ta çalıştıktan sonra da 1998’de Philips’e katıldı. Philips’te ilk olarak ürün müdürlüğü pozisyonunda göreve başlayan Fidan, aradan geçen 20 yılda şirketin farklı birimlerinde üst düzey pozisyonlarda kritik roller üstlendi. Örneğin Singapur Philips’in gelişen pazarlar, pazarlama ve strateji başkanlığını yaptı. 2015’ten bu yana Philips Sağlık Sistemleri Orta Doğu ve Türkiye Başkanlığı rolünü yürüttükten sonra 2018 yılı Ocak ayında Philips Orta Doğu ve Türkiye CEO’su görevine atandı. 127 ülkede faaliyet gösteren Philips’te Fidan, 16 ülkeden sorumlu. Yönettiği bölgede 700’den fazla çalışan bulunuyor. Philips olarak kişisel sağlık ürünlerinde ve küçük ev aletlerinde öncü marka olduklarını belirten Fidan, “Aynı zamanda sağlık sistemleri alanında uyku ve solunum yolu hastalıklarına yönelik çözümlerimizle anjiyo ve ultrason alanında pazar payımız giderek artıyor” diyor. Bu pozisyonda Fidan da sağlık alanına odaklanıyor. “Bölgemizde hemen her ülkenin çok önemli bir gündem maddesi olan sağlık yatırımlarıyla ilgili projelerde önemli roller almayı ve bu konularda güvenilir bir marka olarak konumlanmayı hedefliyoruz. ‘Sağlık sınır tanımaz’ felsefesini yaymayı ve Philips olarak bu doğrultuda klasik iş modellerinin yerine ortaklık yapısına dayanan ve ezber bozan bir rota izlemeyi amaçlıyoruz” diyor.
Fidan, bu yolda en büyük fırsatı dijitalleşme ve kişiselleştirilmiş sağlıkta görüyor. “Her konuda olduğu gibi sağlık alanında da dijital trendler sektörü kökten değiştirecek. Philips olarak biz de hem tüketiciye yakınlığımızı hem klinik bilgimizi dijital sistemlerle destekleyerek inovatif çözümlerle dijital sağlık konusunda lider olacağız” diye konuşuyor.
“RESİM YAPMAK DİNLENDİRİYOR”
Özlem Fidan’ın iş dışında en büyük hobisi resim yapmak. “Bu beni çok dinlendiren ve mutlu eden bir uğraş. Ayrıca yelken ve seyahat de zaman ayırmaktan hoşlandığım ve zihnimi açan uğraşlar” diyor.
MERT BOYSANOĞLU/MESA GENEL MÜDÜRÜ
“ALMANYA PAZARINI İNCELİYORUZ”
İnşaat sektörünün en köklü şirketlerinden biri olan Mesa, 49 yılda yurt içi ve yurt dışında 11 milyon metrekarelik bir alanda 98 bini aşkın konut projesi hayata geçirdi. Geçtiğimiz yıl da şirket için oldukça hareketliydi, 2017 yılında tamamına yakını konuttan oluşan 8 güncel projeye başladı. Mesa Genel Müdürü Mert Boysanoğlu, ortalama metrekare fiyatları 5 bin TL ile 22 bin TL aralığında değişen bu projeleriyle yaklaşık 6 milyar TL’lik bir değer oluşturduklarını söylüyor. Mesa’nın geçtiğimiz yıl lansmanını gerçekleştirdiği projeler ağırlıklı İstanbul’da. Bunlardan Mesa Cadde Maltepe’de, Tema İstanbul Atakent’te, Mesa Koz Kozyatağı’nda, Yeşilkaya projesi Büyükçekmece’de yer alıyor…
Bol lansmanla geçen bir yılda yüzde 8 oranında büyüme gerçekleştiren Mesa, bu yıl için de mevcudu korumayı hedefliyor.
Boysanoğlu’nun bu yıl ajandası yine yoğun. Ön talep aşamasında oldukları Beykoz’daki Mesa Çubuklu 28 ve Mesa Orman projeleriyle Maltepe’de Mesa Gökada projelerinin lansmanını çok kısa sürede yaparak hayata geçireceklerini ifade ediyor. Hazırlıklarını sürdürdükleri diğer yeni projelerini de şöyle anlatıyor: “Bodrum’da bölgenin en prestijli projelerinden birinin hazırlıklarını tamamlamak üzereyiz. Bodrum’daki projemiz de villa, rezidans daireler ve butik bir otelden oluşan çok özel bir proje. Çengelköy’de de yeni bir proje hayata geçireceğiz ama daha butik bir proje olacak. Yine bu yıl imzaladığımız Antalya Dragos’ta henüz planlama aşamasında olduğumuz bir projemiz olacak.”
Mesa yurt dışında da büyüme peşinde. Bugüne kadar Almanya, Letonya ve Polonya gibi ülkelerde kendi konut ve ticari projelerini geliştirdiklerini dile getiren Boysanoğlu, “Polonya’nın başkenti Varşova’da bitirdiğimiz, yürüttüğümüz ve başlamaya hazırlandığımız projelerimiz bulunuyor. Konut geliştirmede hedef olarak Almanya pazarını inceliyoruz, burada özellikle Brexit sonrası hareket var. Yabancısı olmadığımız bu pazarda yeni projeler geliştirmeyi hedefliyoruz” diye konuşuyor.
“DALMAK BAKIŞ AÇIMI GENİŞLETİYOR”
Mert Boysanoğlu, dalıyor, fırsat buldukça amatör olarak sualtı fotoğrafları çekiyor. “Sualtında olmak beni inanılmaz rahatlatıyor. Aynı zamanda hayata bakış açımı da genişletiyor, çünkü suyun altında olmak aslında ne kadar büyük bir dünyanın ne kadar küçük bir parçası olduğumuzu hatırlatıyor” diyor.
EMRE KAŞIKÇI/DANONE TÜRKİYE SÜTLÜ ÜRÜNLER GENEL MÜDÜRÜ
“ULAŞTIĞIMIZ HANE SAYISINI 2’YE KATLAYACAĞIZ”
Danone, Türkiye’de 500'ü aşkın çalışan, 9 bin çiftçi, bine yakın tedarikçi ve 80 bin noktaya hizmet götüren satış ağıyla büyük bir ekosisteme sahip. Toplam 5 markayla sütlü ürünler pazarında yer alan şirket, son dönemde Türkiye’de hızlı bir büyüme sergiliyor. Her yıl 8,3 milyon eve sütlü atıştırmalık ürünlerle girdiklerini belirten Danone Türkiye Sütlü Ürünler Genel Müdürü Emre Kaşıkçı, “2017’de çocuk, probiyotikler ve tatlı ürün gruplarında gösterdiğimiz performansla Danone’nin dünyada hacimde en hızlı büyüyen 2’nci ülkesi olduk” diyor.
Şirketin önümüzdeki yıllara ilişkin amacı kapsama alanını da genişletmek. 2021 yılına dek Türkiye’de 15 milyon haneye ulaşmak istediklerini dile getiren Kaşıkçı, “Önümüzdeki 3 yılda ulaştığımız hane sayısını 2’ye katlamayı hedefliyoruz. Buna paralel olarak hem çocuk hem yetişkin ürün gruplarımızla Türkiye’yi ara öğünlerde daha çok sütlü atıştırmalık ve sağlıklı alternatiflerle buluşturma vizyonuyla çalışıyoruz” diye konuşuyor.
Danone Türkiye’de bulunduğu kategorilerde güçlü bir pozisyona da sahip. Sütlü atıştırmalıklar, tatlılar ve probiyotikler pazarında yüzde 24 payla lider konumunda bulunduklarını belirten Kaşıkçı, “Türkiye’de tüm odağını sadece sütlü atıştırmalık ve sağlıklı alternatifler alanına vermiş tek oyuncuyuz. Bu odak da bize sürdürülebilir başarının kapılarını açıyor. 2017’de yüzde 11’lik bir büyüme kaydettik. 2018’de yine enflasyonun üzerinde büyümeyi hedefliyoruz” diyor.
Ulaştığı hane sayısını 2’ye katlamaya odaklanan Danone, bu atılımı yatırımlarıyla destekleyerek gerçekleştirmek niyetinde. Son 2 yılda 100 milyon TL yatırımla 60’ın üzerinde yeni ürünü piyasaya sürdüklerini hatırlatan Kaşıkçı, önümüzdeki döneme ilişkin yatırım ajandalarını da şöyle açıklıyor: “2021 yılına kadar 150 milyon TL daha yatırım yaparak, sütlü atıştırmalık pazar payımızı 2 katına ulaştırmayı ve liderliğimizi sürdürmeyi hedefliyoruz. Getireceğimiz inovasyonlarla ürünlerimizi atıştırmalık portföyüne daha çok yaklaştıracağız.”
“DOĞADA TREKKİNG YAPIYORUM”
Galatasaray Üniversitesi İşletme Bölümü’nden 2002 yılında mezun olan Kaşıkçı, Danone öncesinde Coca-Cola ve Efes İçecek Grubu’nda çalıştı. 2006 yılında da Danone’ye katıldı. İş dışında en çok zaman ayırdığı hobisi tenis. Gezi ve keşif programları tasarlamaktan da hoşlandığını belirten Kaşıkçı, “Vakit buldukça doğada trekking yapıyorum. Bütün bunlar merak ve macera tutkumu besliyor” diyor.
PINAR AKÇAM/L’OCCITANE TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ
“ÜÇ YILDA CİROMUZ 3,5 KAT ARTTI”
L’Occitane, bitkisel içerikte dünyanın en büyük kozmetik şirketlerinden biri. 1976 yılında Fransa’nın güneyinde Provence bölgesinde Olivier Baussan tarafından kurulan marka; bugün dünyada 2 binden fazla, Türkiye’de ise 38 mağazayla faaliyetlerini sürdürüyor.
Şirketin Türkiye operasyonunun başında Pınar Akçam var. 2014 yılında şirkete satış ve pazarlama direktörü olarak katılan Akçam, 2015’te genel müdürlüğe terfi etti. Bir anlamda şirketin Türkiye’deki asıl büyümesi de Akçam’ın göreve gelmesiyle birlikte başladı. 2014 yılında 14 mağazayla faaliyetlerini sürdürürken bugün sayıyı 38’e çıkardıklarını anlatan Akçam, “TL bazında da bu süreçte ciromuzu 3,5 kat artırdık. Mağazalarımızın hem sayısında hem performansında ciddi artışlar gerçekleşti” diyor.
Peki Akçam kısa bir sürede bu büyümeyi nasıl yakaladı? İşe ilk olarak organizasyonel yapılanmayla başladığını dile getiren Akçam, devamında neler yaptıklarını şöyle paylaşıyor: “Hızlı bir sıçrama ve büyüme için öncelikle şirkette yerleşmiş alışkanlıkları kırmak zor bir süreçti. Bunun için kilit pozisyonlarda bu süreci yönetebilecek ekipler istihdam ettim. İşe uygun olmayan kişiler elendi. Bu da neredeyse tamamına yakın bir ekip değişimine neden oldu. Operasyonun mağazalaşma süreçlerinin hızlandırılması konusunda iş geliştirmeden sorumlu genel müdür yardımcımızın oldukça aktif ve agresif çalışmalarının büyük etkisi var.”
Bu yıl da şirket sıçramaya devam etmeyi planlıyor. “2018 için 2017’ye göre cirosal büyüme hedefimiz yüzde 55 civarında ve şu anda bu yolda herhangi bir sorun olmadan ilerliyoruz” diyen Akçam, sözlerine şöyle devam ediyor: “L’Occitane oldukça büyük bir grup ve bu grup içerisinde ülke olarak en iyi senaryoda erişebileceğimiz pay yüzde 2 civarında. Biz şu an yüzde 1’e yaklaşmaya çalışıyoruz, bu büyüme ile devam edersek Türkiye’de marka 2019’dü olması gereken en iyi konuma gelmiş olacak.”
“FIRSAT BULURSAM SOSYALLEŞMEYE ÇALIŞIYORUM”
Pınar Akçam, aynı zamanda iki çocuk annesi. Çocuklarının yaşlarının henüz küçük olduğunu belirten Akçam, iş dışındaki tüm zamanını da çocuklarına ayırdığını belirtiyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Onun dışında yapmayı sevdiğim diğer şeyler artık hobi olmaktan çok lüks statüsüne geldi diyebilirim. Yine de fırsat buldukça okumaya, seyahate gitmeye, arkadaşlarımla görüşüp sosyalleşmeye çalışıyorum. Sabah 6.30 da başlayıp, akşam çocukların uyumasıyla son bulan günüme eğer başarabilirsem sporu, izlemek istediğim bir film veya diziyi de eklemeye çalışıyorum.”
DR. HASAN YALÇIN/PRAKTİKER TÜRKİYE YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“2018’DE BİN KİŞİLİK EK İSTİHDAM YARATACAĞIZ”
Yapı marketleri devi Praktiker, Türkiye’de önemli bir atılım içinde. İlk kez 1997 yılında Türkiye pazarına giriş yapan Praktiker, 17 yıl faaliyet gösterdiği Türkiye pazarından Almanya’da finansal zorluğa girmesi nedeniyle çıkmıştı. Hollanda merkezli Practical Retail Holding BV’nin 2014 yılında Praktiker’in isim haklarını satın alması üzerine Uygulama Yapı Marketleri AŞ de Praktiker Türkiye’nin isim hakkını alarak şirketin Türkiye serüvenini yeniden başlattı.
Türkiye Praktiker’in yeni bir yapılanmayla pazara giriş yaptığını belirten Praktiker Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hasan Yalçın, sektörde şu anda 4’üncü büyük oyuncu olduklarını ancak yapılanmanın tamamlamasının ardından yeni açılacak mağazalarla en büyük oyuncu olacaklarını söylüyor.
Halihazırda Praktiker Türkiye’de 20 mağazasıyla 100 milyon TL’lik bir operasyon. Yeniden yapılanmanın ilk yılında bayilik çalışmaları yaptıklarını, 2016’dan itibaren de mağazalar açarak yatırıma devam ettiklerini anlatan Yalçın, “Geçen yıl bizim açımızdan çok başarılı geçti. Ciromuz yüzde 50’nin üzerinde arttı. 2018’de büyümemiz yüzde 50’yi geçecek. Yaklaşık 40 milyon dolar yatırımla 15 mağaza daha açmayı planlıyoruz. 2018 sonunda toplam 35-40 mağaza olmayı ve yaklaşık 1.000 kişilik ek istihdam yaratmayı hedefliyoruz” diyor.
Gelecek 5 yılda Praktiker Türkiye’nin hedefi ise 150 mağazayı geçmek. İlerleyen dönemde de 400 mağaza sayısına ulaşmak.
“HER AY YURT DIŞINA ÇIKIYORUM”
Dr. Hasan Yalçın, kendisini iyi bir kitap okuyucusu ve sinema takipçisi olarak tanımlıyor. “Özellikle sinemanın iş hayatıma ve özel hayatıma çok katkı sağladığına inanıyorum” diyen Yalçın, iş dışı yaşamını şöyle anlatıyor: “Seyahat etmeyi seviyorum. Hemen hemen her ay birkaç gün de olsa yurt dışına çıkıyorum. Farklı ülkeleri, farklı kültürleri görmek bana zevk veriyor. Yaşama daha farklı bakmama neden oluyor. Bunun dışında sporla ilgileniyorum. Zaman buldukça futbol maçlarına gidiyorum.”
UFUK TEKER / TÜRK P&I GENEL MÜDÜRÜ
AMAÇ ÇEVRE ÜLKELERE LİDERLİK
Türk P&I, su araçları sorumluluk sigortası konusunda Türkiye’deki boşluğu görerek 2014 yılında kurulmuş bir şirket. Şirketin kuruluş amaçlarının başında, Türkiye’de deniz alanında sorumluluk sigortası oranının artırılması geliyor. Türk P&I Genel Müdürü Ufuk Teker, bu branşta her yıl yabancı sigortacılara ödenen yaklaşık 140 milyon dolar tutarındaki primin artan oranlarda yurt içinde kalmasını hedeflediklerini de söylüyor ve “Hasar önleyici faaliyetlerin yürütülmesi ve teknik bilgi gerektiren bu branşta bölgenin tek şirketine sahip olarak çevre ülkelere liderlik etmeyi de amaçlıyoruz” diye konuşuyor.
Şirketin 4 yılda nasıl bir yol kat ettiğine gelirsek… Teker, Türk bayraklı ve Türk limanları arasında sefer yapan gemilerin teminat altına alınması hedefine ulaştıklarını ve bu alanda pazarın lideri olduklarını söylüyor. Şirketin pazar payının hatlı yolcu taşıyan firmalara teminat sağlayarak yüzde 90’a ulaştığını belirtiyor. Yıllık olarak Türk Lirası bazında şirketin yüzde 50 büyümesine dikkat çekiyor ve önümüzdeki dönem hedefleriyle ilgili şöyle konuşuyor:
“Türk sahipli ve yabancı gemilerin teminat altına alınması konusunda önemli mesafe kat ettik. Önümüzdeki dönemde uluslararası piyasada yabancı armatörlerin gemilerine teminat sağlamak üzere bir hedefimiz var. P&I açısından 2017 yılı hasar/prim oranımız yüzde 42 oranında gerçekleşti. Bu iyi sayılabilecek bir oran. Üretim anlamında da hedeflerimize ulaştığımız bir yılı tamamladık. Mali olarak ise son iki yılımızı kârlı kapattık. Önümüzdeki dönemde P&I pazarını reasürans pazarındaki fiyat artışları dolaylı olarak etkileyecektir. Bu da primlerde küçük de olsa bir artış yaratabilir.”
“EN BÜYÜK ZORLUK FİNANSAL”
“Sektörümüzde denizcilik piyasasında yaşanan ve 8 yılı bulan kriz sebebiyle armatörlerin ve işletmecilerin altında ezilmekte olduğu finansal zorluklar en büyük sorun. Bu yüzden yeni denizcilik yatırımları yapılamıyor. Hatta Deniz Ticaret Odası tarafından yayınlanan 2017 faaliyet raporundaki rakamlara göre filomuzun genişlemesinde durağan bir dönem içindeyiz. P&I açısından baktığımızda ise rakiplerimiz çok köklü ve batılı şirketler. Toplamda 13 P&I sigortacısından oluşan grup kulüpleri adı verilen birliktelik, dünya filosunun yüzde 90 oranında bir bölümüne teminat sağlıyor. Bu yüzden pazardan pay alırken beklenmedik zamanlarda çeşitli engeller ile karşılaşabiliyoruz. Fakat şirketi kurarken bu zorlukların farkındaydık ve gelişim sürecimizi bu durumları gözeterek planlıyoruz.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?