DAVUT DOĞAN//DOĞANLAR YATIRIM HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI
PANDEMİDE YATIRIM ATAĞINA GEÇTİ
Doğanlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, bugünlerde oldukça yoğun. Pandemiye rağmen yatırımlarına ara vermeyen iş insanı, mobilya grubunda bu yılın başından itibaren 86 yeni mağaza açtı. Ayrıca Lova markasıyla yatak kategorisine giriş yaptı. Yeni mağazada ortaya koydukları performansla sektörün en çok mağaza açan grubu olduklarını belirten Doğan, pandemi döneminde hayata geçirdikleri cesur yatırımların meyvelerini de hızla almaya başladıklarını söylüyor. “Pandemi varlık gösterdiğimiz sektörlerde gerileme yaşatacak gibi görünse de üçüncü çeyrek itibarıyla toparlanmaya başladık. Bu yıla ilişkin hedef cirolarımızı yukarı doğru revize ettik. Mobilyada 1 milyar TL olan ciro hedefimiz var. Enerji ve inşaat yatırımlarımızın hedefi ise 500 milyon TL. Bu kapsamda 2020’yi holding olarak 1,5 milyar TL ciroyla kapatacağımızı öngörüyoruz” diyor.
Doğanlar Yatırım Holding, mobilya, enerji, inşaat ve perakende olmak üzere toplam 4 grup altında, 10 farklı markayla hizmet veriyor. Şirketin toplam istihdamı 20 bin. Grup yatırım hamlesini 2021 yılında da sürdürmekte kararlı. Doğan, bu yılın devamında ve 2021’de mono marka mağazalar açmaya devam edeceklerini ifade ediyor. Yatırım ve büyüme ajandasını şöyle paylaşıyor: “Bu yıl en büyük gündem maddelerimiz Doğtaş markasıyla 2019 yılı sonunda başlattığımız Tarz ve Uyum konseptini daha da güçlendirirken, Kelebek ile kitlesel ve küresel bir marka hedefiyle başlattığımız yolda yeni mağazalarımızla hız kesmeden yatırım yapmaya devam etmek. Lova markasında mono marka mağaza açılışlarına ağırlık vereceğiz, buradaki öncelikli hedefimiz ise KOSGEB ile başlattığımız proje kapsamında kadın girişimciler. İnşaat alanında ise geçmiş yıllarda rafa kalkan Yenibosna’da bir AVM ve lüks konut projesini yeniden gündemimize almaya hazırlanıyoruz. Enerji sektöründe 120 megavat enerji üretim kapasitesine sahip BioTRend şirketinin yüzde 50’sini halka arz etmeye hazırlanıyoruz. Tüm bu yatırımlar ışığında mobilyada yüzde 50-60 arası bir büyüme, enerjide yüzde 100 büyüme hedefimiz var. Büyümemiz önümüzdeki yıllarda da hız kesmeyecek. Bu kapsamda holding grup cirosunda hedefimiz 2025 yılında 5 milyar TL’ye ulaşmak.”
ANTİKA ARAÇLARLA İLGİLENİYOR
Davut Doğan, antika nostalji araçlarla ilgileniyor. Bu alanda küçük olarak tanımladığı bir koleksiyonu da var. Koleksiyonunda 1957 Chevrolet, 1972 Impala, 1973 Vosvos, eski bir minibüs ve eski bir arazi aracı Jeep yer alıyor. Doğan, hafta sonlarını ailesine ayırıyor. Gezmek ve yeni yerler görmek de en büyük keyiflerinden biri. “Kitap yazmak da benim için çok önemli. Bugünlerde 4’üncü kitabıma başladım” diyor.
MUSTAFA KEFELİ/BİSSE GROUP YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“ÜST SEGMENTTE YENİ BİR OLUŞUM İÇİNDEYİZ”
44 yıllık hazır giyim markası Bisse, bugün 28 mağaza ve 450 satış noktasında faaliyetlerini yürütüyor. Yurt dışında 7 mağazası olan marka, toplam 1.100 çalışan istihdam ediyor. Bisse Group Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kefeli, Bisse’nin hazır giyim sektöründe ihracat yapan ilk Türk markası olduğunu belirtiyor, “Aynı zamanda dünyadaki önemli fuarlarda dünyaca ünlü şirketlerle birlikte yer alan ilk Türk markasıyız. Belçika’nın başkenti Brüksel’de bir caddeye ismi verilen, tüm dünyada da kendi ismiyle anılan bir marka olarak başarılarla dolu yolculuğumuza devam ediyoruz” diyor.
Bisse, 2020 yılına hem makine parkurunu genişletme hem yeni mağazalar açma hedefiyle girdi. Şirket, 7 milyon dolar yatırım yaparak istihdamını yüzde 10, ihracatını da yüzde 50 artırmayı planlıyordu. Yıla oldukça iyi başladıklarını belirten Kefeli, mart ve nisan ayında tüm dünyada yaşanan pandemi kaynaklı duraklamaya rağmen sadece markayı güçlendirme çalışmaları yaptıklarını anlatıyor. “Krizlerin önemli fırsatlar yarattığına inanıyoruz” diyen Kefeli, sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu dönemden markamıza yatırım yaparak, yeni söylemler geliştirerek, online platformlara yoğunlaşıp, koleksiyonlarımızı çeşitlendirerek başarılı bir şekilde çıkmayı hedefliyoruz. Üst segmente yönelik yeni bir oluşum içindeyiz, bu çerçevede de yurt içinde ve yurt dışında stratejik değerdeki yerlerde mağaza açılışları gerçekleştireceğiz. Mevcut ürün gamımızı yansıttığımız mağazalarımızın yanı sıra yeni bir mağaza konsepti üzerine çalışmalarımız devam ediyor. İlerleyen dönemde Türkiye’nin belli başlı noktalarında, yurt dışında da İngiltere, Birleşik Arap Emirlikleri, Kazakistan ve Azerbaycan’da mağazalar açacağız.”
Bisse, halihazırda satış performansından da memnun. Özellikle yurt dışından ciddi oranda sipariş aldıklarını açıklayan Kefeli, “Öyle ki kendi çalışanlarımız için olan kıyafetleri dahi aldığımız taleplerden dolayı yetiştiremez hale geldik” diyor.
İbrahim Kefeli’nin gündeminde önümüzdeki yıl 45 yaşını dolduracak markasını daha da güçlendirmek var. Yeni koleksiyonlar üretmek için özellikle çalışanları ve tüketicilerini dinlediklerini ifade eden Kefeli, “Dünya çapındaki trendleri takip ediyoruz. Yeni teknolojileri hızla işimize adapte ediyoruz. İhracat hacmimizi de artırmak istiyoruz” diye konuşuyor.
“TAVLA OYNAMAYI SEVERİM”
İbrahim Kefeli, en büyük hobisinin işi olduğunu söylüyor. İşle ilgili konuları araştırıp üretmekten büyük keyif duyduğunu dile getiren Kefeli, iş dışında neler yaptığını şöyle paylaşıyor: “Ailemle ve torunlarımla İstanbul’daki evimde ve Bodrum’da her fırsat bulduğumda vakit geçirmeyi seviyorum. Sosyal bir insanım, arayıp soranım çoktur. Tavla oynamayı severim. İş dünyasından uzun yıllardır tanışıklığım olan birçok isimle bir araya gelerek hem ülke gündeminden hem iş dünyasından bilgi alışverişinde bulunurum.”
DİLARA ARSLAN ÜNLÜ/PASTAVİLLA GENEL MÜDÜRÜ
BU YIL CİROYU YÜZDE 50 ARTIRACAK
Pastavilla, 30 yıllık geçmişiyle makarna sektörünün en köklü markalarından biri. ‘Premium’ segmentte liderliği elinde tutan marka, geçtiğimiz yıl Koç Holding tarafından Türkiye’nin önde gelen makarna ve irmik üreticilerinden Durum Gıda’ya satıldı.
Yeni yolculuğunda Pastavilla marka bilinirliğini artırmaya çalışırken büyümesini de hızlandırmaya odaklanıyor. Şirketin genel müdürü Dilara Arslan Ünlü, geçtiğimiz yıldan itibaren bu iki amaç için satış ve pazarlamada önemli çalışmalar yürüttüklerini söylüyor. 2020 yılı için hedeflerinin ciroyu yüzde 50 oranında artırmak olduğunu belirten Ünlü, “Bu hedef doğrultusunda, hem yurt içi pazarda hem ihracat yaptığımız coğrafyalarda önemli atılımlar gerçekleştirdik. Özellikle ihracatta ülke sayısını artırmaya ve ihraç ettiğimiz ürün portföyünü çeşitlendirmeye çalışıyoruz. Ar-Ge çalışmalarımıza da hız verdik” diyor.
Pastavilla halihazırda 80’i aşkın ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Özellikle Japonya ve Kuzey Amerika’da ürünlerine ilginin yüksek olduğunu anlatan Ünlü, pazara sunacakları yeni ürünlerle ihracat hacimlerini ve ihracat yapılan ülke sayısını artıracaklarını dile getiriyor.
Pastavilla’nın yenilikçilik ve inovatif ürün konusunda yaptığı çalışmalara gelince… Şirket, Amerika ve Türkiye’deki laboratuvarlarında birçok yeni ürün üzerinde çalışıyor. Ünlü, bu ürünlerle ilgili şu bilgileri paylaşıyor: “Örneğin, hiç buğday içermeyen ürünler geliştirerek, Türkiye’deki tüketicilerimizi farklı içeriklerle ama makarna lezzetinde ürünlerle tanıştırmak istiyoruz. Yaklaşık 4 yıllık bir çalışma sonucunda geliştirdiğimiz ve tamamen bezelyeden üretilen Pastavilla Veggipasta, önümüzdeki günlerde tüketicilerimizle buluşacak. Önümüzdeki dönemde yeniliklerimizi ‘Serie Speciale’ olarak adlandırdığımız yeni bir seri altında bir araya getiriyoruz. Bu seride, katma değeri yüksek ve Türkiye’de ilk kez üretilen ürünler olacak.”
Pastavilla ticari başarılar kadar toplumsal çalışmalara da önem veriyor. Şirketin bu noktada yaptığı çalışmalardan biri de küçük çiftçilerle Anadolu’nun özel buğdayları için anlaşma yapıp bu buğdaylardan makarna üretme planı. Anadolu’nun durum buğdayının anavatanı olduğuna ve en kaliteli makarnalık buğdayın bu topraklarda yetiştiğine dikkat çeken Ünlü, “Türkiye’nin durum buğdayı üretim kapasitesi, iç tüketimin 3 katından fazla. Biz de küçük çiftçilerle Anadolu’nun özel buğdayları için anlaşmalar yapıp hem onlar için değer yaratmak hem ülkemize değer katmak istiyoruz” diye konuşuyor.
“GÜNE MEDİTASYONLA BAŞLIYORUM”
Dilara Arslan Ünlü, yeni ülkeler ve kültürler keşfetmeyi seviyor. Farklı kültürler tanımanın insana çok farklı bakış açıları kattığını ve ufkunu açtığını düşünüyor. Bunun iş hayatında da olumlu etkilerini deneyimlediğini ifade eden Ünlü, “Alışılagelmişin dışında kararlar alıp, fark yaratmanızı sağlıyor” diyor. Her sabah güne iyi ve olumlu başlamak da Ünlü için önemli. Sabah ilk iş 15 dakikalık meditasyon yapıyor. Aynı şekilde doğa yürüyüşlerinin de çok faydasını gördüğünü dile getiriyor. “Resim ve tenis de diğer iki tutkum. Şu sıralar pandemi dolayısıyla seyahat edemediğim için bol bol resim yapıyor, dilediğimce tenis oynayabiliyorum” diye konuşuyor.
ISS TÜRKİYE CEO’SU CAVİT HABİB
“ODAKTA NAKİT AKIŞINI YÖNETMEK VAR”
ISS tesis yönetiminin en köklü şirketlerinden biri. 1901 yılında Danimarka’da kurulan şirket, bugün 53 ülkede 200 bini aşkın kurumsal müşteriyle çalışıyor. Toplam 485 binin üzerinde çalışan sayısıyla dünyanın dördüncü, Avrupa’nın ise üçüncü büyük işvereni konumunda yer alıyor. 2005 yılında Türkiye pazarına giriş yapan şirket, 40 binden fazla çalışanıyla 4 binden fazla müşteriye 5 bin noktada hizmet veriyor.
2019 yılını 2 milyar 800 milyon TL’lik ciroyla kapatan ISS Türkiye, bu yıla yüzde 15’lik büyüme hedefiyle girmişti. Yılın ilk 3 ayında beklentilerinin üzerinde büyüme gösterdiklerini belirten ISS Türkiye CEO’su Cavit Habib, ancak pandemiyle birlikte hedeflerinin yüzde 20-30 gerilediğini ifade ediyor. Habib’in beklentisi yılı hedeflerinin yüzde 10-15 gerisinde tamamlayacaklarına yönelik. “Elbette bu durum ikinci dalganın gerçekleşmesine çok bağlı. Eğer ikinci bir dalga olursa, o zaman daha sıkıntılı bir yıl sonu hedefi olacağını düşünüyorum” diyen Habib, bir taraftan da yaşanan gelişmeler karşısında kendi işlerini dönüştürmeye çalıştıklarını anlatıyor.
Yeni süreçler, eğitimler ve konseptler üzerinde çalışan şirket, bu çerçevede Pure Space adı verilen bir süreç de geliştirmiş durumda. Bunun duyurusunu tüm dünyada eş zamanlı olarak gerçekleştirdiklerini söyleyen Habip, detayları şöyle paylaşıyor: “Pure Space’in içindeki en önemli unsur şeffaflığı yaratmak. Yani alacağınız tüm tedbirlerin ve iş yapış değişikliklerinin gerek müşteriyle gerek son kullanıcıyla doğru bir şekilde paylaşımı ve onlara bunun doğru tanıtımını yapmak gerekliliği bu proseste yer buldu. Kişilerin hangi tedbirlerle nereye geldiklerini bilmesi çok önemli. Bunun için hem personelin eğitimi hem yapmış olduğumuz yeniliklerin içeriğinin görsel bilgilendirmelerle uygulamalarını hayata geçirdik. Örneğin catering tarafında oturma düzeninden başlayan ve menülerin değişikliğine kadar giden, sunumlarda yemeklerin ne şekilde servis edileceği gibi uygulamaları içeren çalışmalar hazırladık. Sonuçta elbette verimlilikte ciddi bir düşüş yaşayacağız ve bu düşüşü de bir şekilde tekrar şirket profilini sağlıklı bir şekilde sürdürmek için doğru değerlendirmemiz gerekiyor.”
Şu anda şirketini yönetirken Cavit Habib’in odağındaki en önemli konu sağlık ve güvenliğin yanı sıra nakit akışını doğru yönetmek, kârlılığı sağlıklı seviyelerde korumak. Yılın son çeyreğinin en zor dönem olacağını ifade eden Habib, “Bu süreci yönetebilmek çok yoğun bir emek gerektirecek” diyor.
KITE SÖRF YAPIYOR
Cavit Habib, motosiklet, bisiklet, kayak, kite sörf ve denizcilikle ilgileniyor. Motosikletle uzun gezilere çıkmanın, fiziksel olarak yorucu olsa da zihnini tek bir şeye odakladığı için dinlendirici olduğunu düşünüyor. Oğullarıyla kite sörf yapmak da Habib için ayrı bir keyif. “Özellikle son yıllarda oğullarımla beraber merak sardığım kite sörf şu an için müthiş zevk alarak yaptığım bir aktivite” diyor.
HAKKI ATASAGUN/NART SİGORTA İŞ GELİŞTİRME BAŞKANI
“SEKTÖR FON YARATIR HALE GELEBİLDİ”
Hakkı Atasagun finans sektörünün önde gelen isimlerinden biri. Aslında Atasagun için aileden finansçı demek daha doğru çünkü kooperatifçi, bankacı ve Başak Sigorta Kurucu Genel Müdürü rahmetli Dr. Yusuf Saim Atasagun'un oğlu. Dr. Yusuf Saim Atasagun, 1958’de Bankalar Kanununu yazmış önemli bir ekonomistti. Hakkı Atasagun, Alman Lisesi mezunu. Uzmanlık eğitimini Münih LMU’dan aldığı yüksek lisans derecesiyle tamamladı. Sigortacılığa Allianz ve Münih Re’de yaptığı iki yıllık stajla başladı, ardından sırasıyla Genel Sigorta’da 7 yıl genel müdür yardımcılığı, Magdeburger Sigorta’da 14 yıl genel müdürlük, Başak Sigorta 7 yıl, Lutz Brokerlik’te de 4 yıl yönetim kurulu başkanlığı yaptı. JLT Brokerlik’te 3 yıl icra komitesi başkanlığı görevlerini üstlenen Atasagun, son 9 yıl içinde de YTL, Lutz Willis ve Marsh gibi büyük sigorta ve reasürans brokerlik şirketlerinde üst yönetimde görev aldı. Halen Türkiye’nin en büyük yerel ve bağımsız brokeri Nart Sigorta ve Reasürans Brokerliği’nde büyük projeler ve iş geliştirme başkanlığını yürütüyor.
Atasagun, Nart olarak hedeflerinin brokerlik pastasındaki paylarını 3 yıl içinde yüzde 50 artırmak olduğunu söylüyor. “Yaklaşık 10 milyar dolarlık bir pazar olan Türk sigorta sektöründe brokerlerin payı yüzde 12. Bu rakamın orta vadede yüzde 20’yi bulması bekleniyor. Sektör maalesef kişi başına 120 dolar prim üretimi ve milli gelirdeki yüzde 1,4’lük payıyla potansiyeli yakalamanın çok uzağında” diyor.
Bu büyük potansiyelin yabancı sermayenin iştahını her daim kabarttığını ve büyük global oyuncuların sektöre önemli yatırımlar yaptığını hatırlatan Atasagun, “Son 10 yılda tahminen 10 milyar dolarlık bir doğrudan satın alma oldu. Sektör bütün hukuksal altyapısını fazlasıyla tamamladı” diye konuşuyor. Duayen yöneticiye göre artık iş, şirket yöneticilerinin bilgi, beceri ve organizasyon yetenekleriyle sektörü geliştirmesine kaldı. Dijitalleşme, yapay zeka gibi uygulamaların sektörde hızla kullanılmaya başlandığına da dikkat çeken Atasagun, “Geleneksel ürünlerin yanı sıra alacak sigortaları, siber riskler, kefalet poliçeleri, tamamlayıcı sağlık gibi yeni ürünler sektörün önünü açmaya, daha geniş kitlelere ulaşmasına yardımcı olmaya başladı. Hasar ödemelerinde vadeler çok kısaldı, tahsilat gibi ana problemler tarihe karıştı, sektör az da olsa fon yaratır hale gelebildi” diyor.
Bu yıl sigorta sektöründe önemli bir gelişme yaşandı. Kamuya ait Ziraat Sigorta, Halk Sigorta, Güneş Sigorta, Ziraat Emeklilik, Halk Emeklilik ve Vakıf Emeklilik şirketleri Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat Emeklilik çatısı altında birleştirilerek Varlık Fonu altına girdi. Atasagun, bu gelişmenin sektör adına çok olumlu olduğunu ifade ediyor, “1992 yılında zamanın hükümetine 2 sayfalık bir raporla bu birleşmeyi ben önermiştim. 28 yıl sonra gerçekleşmesi beni ziyadesiyle mutlu etti” diyor.
MÜZİK GRUBU VAR
Hakkı Atasagun, çok yönlü bir iş insanı. Futbol, tenis, golf, yelken, müzik ve fotoğraf ilgi alanları arasında yer alıyor. Aslında müzik için ilginin biraz daha ötesinde tutku demek de yerinde. Atasagun’un kurucusu olduğu “Friends” adını taşıyan bir müzik grubu da var. Bu grupta davul çalan iş insanı, geçtiğimiz ağustos ayında CEOBand etkinliğinde de sahneye çıkarak beğenilen bir performans ortaya koydu.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?