ELİF ÇAPÇI/BEYMEN GRUP CEO’SU
“ONLINE LÜKS PERAKENDEDE DE PAZAR LİDERİYİZ”
Beymen Grup; Beymen, Beymen Club, NetWork ve Divarese markalarının yanında dünya modasına yön veren markaların monobrand butikleriyle Türkiye’de toplam 242 mağazasıyla faaliyet gösteriyor. Bünyesinde 3 bin 300 çalışan istihdam eden grup, 2021 yılını 5 milyar TL ciroyla kapatmayı planlıyor.
Beymen Grup CEO’su Elif Çapçı, 2021’in ilk yarısında pandeminin etkisini yoğun olarak hissettiklerini ancak yılın ikinci yarısında bir talep patlaması yaşandığını belirtiyor.
Hem Türk hem yabancı müşteriler açısından alışverişte rekor büyümeler yaşandığını dile getiren Çapçı, büyüme getiren gelişmeleri şöyle paylaşıyor: “2021 boyunca servis kalitesi, müşteri deneyimi, sürdürülebilir büyüme, dijitalleşme ve omnichannel alanlarında yatırımlarımıza devam ettik. Yeni mağaza açılışlarımızın yanı sıra mevcut mağazalarımızı yeniledik. Yılın son çeyreğineyse hızlı girdik; büyüme çalışmasını tamamladığımız Beymen Akasya, yeni konseptiyle eylül ayında kapılarını açtı. Ekim ayında Beymen’in en büyük üçüncü mağazası olan yeni flagship mağazamız Beymen İstinyePark İzmir’in yanı sıra Beymen Club, NetWork ve Divarese mağazalarımızın açılışlarını gerçekleştirdik. Yıl boyunca 13 yeni mağaza açılışı yaptık. Başta Beymen Akasya olmak üzere seçili Beymen Club ve Network mağazalarımızı konsept olarak yeniledik ve metrekare olarak büyüttük” diyor.
Beymen Grup, 2021’de mağazacılığın yanında dijital satışlarda da hızlı bir büyüme yaşadı. Çapçı, yüzde 25’e yaklaşan ciro payıyla 2021 Ekim sonu itibarıyla Beymen.com’un, geçen yıla kıyasla yüzde 70’e yaklaşan bir büyüme grafiği çizdiğini anlatıyor. Dijital kanalda yaptıkları diğer çalışmaları da şöyle paylaşıyor: “Mağazacılık alanında olduğu gibi online lüks perakendede de Türkiye’de pazar lideriyiz. 2021’de İstanbul’da hayata geçen özel filosu ve personeliyle hizmet veren Beymen X-PRESS ile bünyemizdeki tüm online kanallardan yapılan alışverişlerde teslimat süresini azaltıyor, ürünlerimizi en hızlı şekilde müşterilerimize ulaştırıyoruz. Bu uygulama 2021 son çeyrekte Ankaralı müşterilerimizle buluştu ve 2022 ilk çeyrekte İzmir’de hizmete girecek. Ayrıca online kanallarımızın içerik üretimine çeviklik ve hız kazandırmak hedefiyle, en ileri teknolojide ekipmanlarla donatılmış yaklaşık 2 bin metrekare üzerine kurulu 11 farklı stüdyodan oluşan Planet B Stüdyolarını geçtiğimiz bahar hayata geçirdik. Önümüzdeki dönemde bu platformu sektör kullanımına da açacağız.”
50’NCİ YIL AJANDASI
Beymen, 2022 yılında 50’nci yaşına giriyor. Grup yeni yaşında büyümesine hızla devam etmek niyetinde. Yılın ilk çeyreğinde Türkiye’nin en büyük moda mağazası olan Beymen Zorlu Center’ı yaklaşık 2 bin metrekare daha büyüteceklerini açıklayan Çapçı, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Aynı dönemde, Galataport’ta Beymen Galataport mağazamızı açacağız. Vizyonumuz Beymen.com’u, mağazacılık seçkimizin çok ötesine geçen, modanın yanı sıra müşterilerimizin yaşam tarzına hitap eden çok farklı kategoriler ve markalarla buluşturmak. Bu amaçla geliştirmekte olduğumuz lüks odaklı marketplace altyapımız üzerinde yoğun olarak çalışıyoruz.”
AHMET YANIKOĞLU/CAFFÈ NERO TÜRKİYE CEO’SU
“MAĞAZA SAYIMIZ 100’Ü AŞACAK”
Caffè Nero, yaklaşık 20 yıl önce İngiltere’de bağımsız bir aile şirketi olarak hayata geçti ve 2007 yılında ilk uluslararası yayılımına Türkiye’den başladı. Bugün 10 ülkede 1.000’den fazla mağazasıyla faaliyet gösteren global kahve zinciri, Türkiye’de 5 ilde 67 mağazasıyla yer alıyor. Caffè Nero Türkiye’nin yönetiminde ise 2018 yılından itibaren Ahmet Yanıkoğlu var.
Boğaziçi Üniversitesi ve Ecole Polytechnique de Montreal’de eğitimini tamamladıktan sonra kariyerine perakendede başlayan Ahmet Yanıkoğlu, tam 27 yıldır sektörde birçok başarılı işe imza attı. 1993’te Türkiye’nin ilk kişisel bakım ve perakende zinciri olan Cosmo Shop’u kurdu. Cosmo Shop’un 2005’te AS Watson Grubu’na satışının ardından Watsons’a dönüşmesiyle yeni oluşumun genel müdürü oldu. Watsons’ı ulusal bir zincir haline getirdikten sonra da bayrağı devredip 2018 yılında Caffè Nero’da CEO’luk pozisyonuna geldi.
Pandeminin gölgesinde geçen 2020 ve 2021’in ardından Yanıkoğlu, 2022’ye yoğun bir ajandayla giriyor.
2021’de en önemli hedeflerinin şirkete pandemi öncesindeki performans ve gelişme ivmesini tekrar kazandırmak olduğunu belirten yönetici, bu kapsamda geride bıraktığımız yılı şöyle değerlendiriyor: “Mağazalarımızın tekrar faaliyete geçmesi, çalışanlarımızın görevlerine dönmesi, ürünlerimizin güncellenmesi gündemimizdeki önemli konulardı. Pandemi dönemi ve sonrasında, kira koşullarının yeni döneme uyarlanamadığı veya misafirlerin tercihlerine göre artık hareket görmeyen mağazalarımızı kapatarak bunların yerine yeni şartlara ve genel stratejimize uyumlu yeni mağazalar da açtık. Zincirimize yeni mağazalar da ekliyoruz. Her yıl 10-15 yeni mağaza açılışıyla Caffè Nero deneyimine daha kolay erişilmesini hedefliyoruz.”
Ahmet Yanıkoğlu, 2022’den oldukça umutlu. Özellikle yeni mağaza planları ve Ankara, İzmir, Bursa, Antalya gibi önemli merkezlerde ve havaalanlarında açmayı planladıkları yeni mağazaların kendilerini heyecanlandırdığını dile getiriyor. Yıla dair hedeflerini şöyle paylaşıyor: “Aynı zamanda, yeni mobil uygulamamızın lansmanıyla misafirlerimizle kurduğumuz iletişim ve pazarlama faaliyetimiz açısından da 2022 hareketli bir yıl olacak. Yeni mağazalarla Caffè Nero’nun kendine has kahve evi deneyimini misafirlerimize ulaştırmak istiyoruz. Kısa sürede Türkiye’nin beş büyük ilinde ve tatil beldelerinde 100 mağazanın üzerinde bir zincir haline geleceğiz. Sonrasında da mağaza sayısındaki artış devam edecek. Türkiye’de kahve evi denince ilk akla gelen ve takdirle karşılanan, çalışanlarımızın markalarıyla gurur duyduğu bir zincir olmayı hedefliyoruz.”
“TEDARİKTE SORUN YAŞAMIYORUZ”
Kahve petrolden sonra dünya ticaretindeki en büyük iş hacmine sahip emtia. Dolayısıyla, küresel tedarik problemlerinden kahve de etkilendi. Yanıkoğlu, bu durumdan nasıl etkilendiklerini şöyle paylaşıyor: “Caffè Nero uluslararası kahve tedarikini kendi bünyesinde çözümlemiş olduğu için kaliteli kahve bulunurluğu açısından bir sorun yaşamıyoruz. Ancak fiyatlardaki artış ve kurun yükselişi maliyetlerimizi artırıyor. Süt fiyatlarındaki artış da aynı şekilde maliyetlerimizi zorluyor. Verimlilik artışlarıyla perakende satış fiyatlarını elimizden geldiğince kontrol altında tutmaya çalışıyoruz.”
ÇAĞIN GENÇ/SİRENA MARİNE CEO’SU
“2024 İÇİN SİPARİŞ ALMAYA BAŞLADIK”
Sirena Marine, 2006 yılında Kıraça Holding tarafından kuruldu. İlk olarak dünyaca ünlü Azimut Yacht şirketinin teknelerini üreterek işe başladı. Azimut-Benetti Grubu ile olan iş birliği daha sonra, 2008’de bir ortaklığa dönüştü. Bu süreçte edinilen deneyim şirketin kendi markası olan Sirena Yachts’ın kurulmasını sağladı. Sirena Marine’in 2016 yılında tanıttığı Sirena Yachts markasıyla son derece rekabetçi olan lüks motoryat sektörüne girişi, şirket için önemli bir milat oldu. Bu adımla Serina Marine, Türkiye’nin ilk seri yat üreticisi olarak rekabette yerini aldı.
Bugün Sirena Marine çatısı altında Azuree, Euphoria ve Sirena Yachts olmak üzere üç marka için üretim yapılıyor. Faaliyetlerini Orhangazi ve Tuzla lokasyonlarında toplam 150 dönümlük bir alanda yürüttüklerini belirten Sirena Marine CEO’su Çağın Genç, “Fabrikamızda 900'e yakın çalışanımız mevcut. Her şeyi kendi bünyemizde çözümlediğimiz entegre bir ekosistem içinde üretim yapıyoruz Türkiye’nin küresel tekne üreticisi olarak dünyanın dört bir yanına tekne ihraç ediyoruz” diyor.
Yerel pazarda Sirena Marine, seri üretim yapan tek şirket. Esas rakiplerinin yurt dışında olduğunu belirten Çağın Genç, “Bizim ürettiğimiz tekneler yarı deplasman tekneleri sınıfına giriyor. Bu alanda dünyada ilk 3’teyiz” diye konuşuyor.
Pandemiyle birlikte daha izole bir tatil anlayışına geçilmesi tekne sektörünü olumlu etkiledi. Sirena Marine de bu olumlu etkiyi doğrudan yaşayan şirketlerden biri. Çağın Genç, son iki yılda satışlarda çok ciddi artışlar yakalamaya başladıklarını söylüyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu gelişmeler sektörü 2008 öncesi rakamlara taşıdı. Şu an tam kapasite üretime devam ediyoruz. 2021 başındaki kapasite kullanım hedeflerimizi yüzde 15 artırdık. 2022’de sektörün global olarak yüzde 10-15 büyümesini bekliyoruz. Yeni siparişlerimizi 2023 yılı sonu ve 2024 yılı için almaya başladık. Bunun yanında da üretim kapasitemizi artırmak için çeşitli yatırım planları üzerinde çalışıyoruz. Amacımız önümüzdeki 5 yılda uygun yatırımlarla mevcut ciromuzu iki katına çıkarmak. Uzun dönemde dünyada müşterilerin en çok tercih ettiği ilk 5 markadan biri olmak istiyoruz.”
İPEK KIRAÇ’IN BEKLENTİSİ
Çağın Genç, İ.T.Ü. Gemi İnşaatı Bölümü mezunu. Kocaeli Üniversitesi Makina Mühendisliği bölümünde kompozit malzemeler üzerine yüksek lisans yaptı. 14 yıldır Sirena Marine’de çeşitli pozisyonlarda çalıştıktan sonra geçtiğimiz aylarda CEO’luk görevini İpek Kıraç’tan devralan Çağın, “Yeni görevim beni fazlasıyla heyecanlandırıyor. Yaklaşık iki yıldır planlanan ve İpek Hanım’ın özveriyle beni hazırladığı bir süreç sonunda bu görevi devraldım. Sirena Marine’i dünya ölçeğinde çok daha iyi yerlere taşımak için ekip arkadaşlarımızla birlikte var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” diyor. Çağın, İpek Kıraç’ın kendisinden beklentisini de şöyle dile getiriyor: “Bizden beklentisi, Superyat sektörüne girmemiz. Bu nedenle bu yolda çalışmalarımıza başladık. Önümüzdeki yıllarda boyutları daha da büyüterek 5 yıl içinde sektörün bilinen superyat üreticileri arasına girmeyi amaçlıyoruz.”
HARİKA GÜRAL/GÜRAL PORSELEN YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI
“YENİ FABRİKAYA 40 MİLYON EURO YATIRIM YAPTIK”
Güral Porselen, son iki yıldır ihracatta önemli bir atılımda. Şirket, Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre 2019 ve 2020 yılında sektörünün ihracat şampiyonu oldu. Güral Porselen Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Harika Güral, bu büyümenin üretim güçlerinden kaynaklandığını belirtiyor. 100 milyon parçaya kadar çıkabilen kapasiteleriyle Orta Doğu ve Avrupa’daki tek çatı altında üretim yapabilen tek şirket olduklarını ifade eden Güral, “Aynı anda hem sert porselen hem ışığı geçirgen krem renkli yüksek kaliteli ‘fine bone porselen’ hem de bone porselen üzerine dijital baskı tekniğiyle oluşturulan ‘digibone’ ürünlerini üretiyoruz. Otel grubunda bizden başka bu kadar yüksek ürün grubu ve formu üreten başka bir şirket yok. Üst üste iki yıldır sektörümüzde ihracat şampiyonu olmamızı, bu vizyoner çalışmalarımızın karşılığı olarak görüyoruz” diyor.
Güral Porselen, 60’tan fazla ülkeye ihracat yapıyor. Porselen ve bone porselende Türkiye ihracatının yüzde 36’sını tek başlarına gerçekleştirdiklerini dile getiren Harika Güral, “Önümüzdeki yıllarda ‘HoReCa’ grubu ihracatının yanında gelişen online pazarlar sayesinde ev grubu ihracatında da üst sıralarda yer alacağız. Hedef pazarlarımız AB üyesi ülkeler ve Rusya olacak. Online perakendede iç piyasadaki çeyiz seti konseptinden farklı ürünlerle ilerleyeceğiz” diye konuşuyor.
Türkiye ekonomisinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle ihracattan beklentiler giderek artıyor. Özellikle katma değerli üretimle ihracatta değer artışına odaklanılırken rakamlar bu beklentinin aksi bir durum yaşandığını ortaya koyuyor. 2019 yılında 0,1 dolar olan ortalama ihracat değeri bugün 0,9 dolara düştü. Harika Güral da bu duruma dikkat çekiyor. Türkiye’nin miktar bazında ihracatının artarken değer bazında düşüş olduğunu ifade ediyor, Güral Porselen olarak kendi performanslarını da şöyle anlatıyor: “Bizim ihracat değerimiz 2 dolar civarında. Güral Porselen olarak ilk devlet destekli Ar-Ge merkezine sahibiz. Yoğun Ar-Ge çalışmalarımız sayesinde pek çok katma değerli ürün elde ettik ve ülkemize ilkleri yaşattık. Özel formlar için robotik çözümler geliştirerek hem kalitede hem üretim kapasitesinde önemli artışlar kaydettik” diyor.
2022 yılında Güral Porselen Kütahya’da kurduğu 29 Ekim Güral Seramik Fabrikası’nı faaliyete geçirmeye hazırlanıyor. Toplam 3 kilometre uzunluğundaki fabrika, 7 milyon metrekare kapasiteyle üretime başlayacak. Fabrikanın kısa vadede 11 milyon metrekare kapasiteye çıkmasının planlandığını belirten Harika Güral, “Bu fabrikaya 40 milyon Euro yatırım yaptık. Teknolojinin en üst seviyede olduğu fabrikamızda 300 kişiye istihdam sağlayacağız ve böylece Gürallar Grup olarak toplam istihdam ettiğimiz kişi sayısı 4 bin kişi olacak” diyor.
“MODERN SANATTAN KEYİF ALIYORUM”
Harika Güral kendisini MMA yani Mixed Marshal Arts tutkunu olarak tanımlıyor. Gelişen teknoloji sayesinde istediği zaman online dersler yoluyla sanatın büyülü dünyasına yolculuk yapabildiğini belirten Güral sözlerini şöyle sürdürüyor: “Sanat platformlarına üye olarak sanatseverlerle iletişime geçip farklı fikirleri ve bakış açılarını tanıyorum. Zaman içinde klasik sanattan ziyade modern sanattan daha çok keyif aldığımı anladım. Bu yıl koleksiyonuma bir Patrick Hughes, bir Mr. Brainwash, bir Zhuang Hong-yi kattım.”
OZAN BAYÜLGEN/HEPSİBURADA HEPSİPAY CEO’SU
“ARTAN SATIŞLARA ÖNEMLİ KATKIMIZ OLDU”
Hepsipay, elektronik para ve ödeme hizmetleri şirketi olarak ilk kez 2015 yılında hizmet vermeye başladı. Şirket, 2021 yılı haziran ayında Hepsipay Cüzdanım olarak yeniden konumladığı ana ürünüyle Hepsiburada müşterilerinin alışveriş deneyimlerini hızlandırmaya odaklanıyor.
Müşterilerinin her türlü harcamalarında yanlarında olmayı hedeflediklerini belirten Hepsiburada Hepsipay CEO’su Ozan Bayülgen, “Müşterilerimizin ürün seçiminden listelemelerine, ödemelerinden taksitlendirme ya da öteleme gibi finansal çözüm seçeneklerine, aldıkları ürünlerin değişiminden iadesine kadar alışveriş deneyimlerini bir mücadele olmaktan çıkarıp basit, güvenli, hızlı, kolay ve keyifli bir deneyim haline getirmek istiyoruz” diyor.
Hepsipay’i online ve offline alışverişlerde kolay ve güvenli ödeme sağlamayı amaçlayan stratejik bir yatırım olarak nitelendiren Ozan Bayülgen, “Hepsiburada’nın 2021’in 3’üncü çeyreğindeki toplam satış hacminde gerçekleşen artışta Hepsipay’in önemli bir katkısı oldu; cüzdan kullanıcılarında kullanım sıklığı ve frekans artışını çok net bir şekilde gözlemleyebiliyoruz” diye konuşuyor.
Hızla büyüyerek 2,7 milyon kullanıcıya ulaşan Hepsipay Cüzdanım üzerinden gerçekleşen işlem hacmi, 2021 Ekim sonu itibarıyla 2,4 milyar TL. Yıl sonu yüksek sezonun da ivmesiyle Hepsiburada müşteri bazının önemli bir kısmının aktif Hepsipay Cüzdanım müşterisi olmasını beklediklerini ifade eden Bayülgen, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Şu anda gözlemlediğimiz penetrasyon ve kullanım oranları hedeflediğimiz şekilde gerçekleşiyor. 2022 başlarken Hepsipay’in dijital cüzdan pazarında aktif müşteri sayısı ve işlem hacminde lider oyuncular arasında yerini almasını bekliyoruz. Ama hepimiz henüz yolculuğun başlarındayız, bizim seçtiğimiz rekabet ekseni müşteri deneyimi. 2022, bizim için pazara getireceğimiz yeni uygulamalarla müşteri deneyiminin yeni standartlarını belirleyeceğimiz ve bunu yaparken de kullanım yoğunluğunu artıracağımız bir yıl olacak.
“BİRÇOK İŞ BİRLİĞİNE ŞAHİT OLACAĞIZ”
Hepsipay, gömülü finans olarak adlandırılan bir fintek segmentinde faaliyet gösteriyor. Bu pazarın öne çıkan alanlarından platform cüzdanların dünya genelinde yarattığı ciro bugün 140 milyar dolar. Önümüzdeki birkaç yılda da pazarın hızla büyüyerek 7 trilyon doların üzerine ulaşması bekleniyor. Ozan Bayülgen, 2022’nin Türkiye’de ve dünyada “gömülü finans” hizmetlerinin hızlandığı ve yaygınlaştığı bir yıl olacağını belirtiyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Önümüzdeki süreçte hayatımızda ürün ve hizmetle bütünleşmiş, deneyimin parçası finansal hizmetleri artık daha fazla göreceğiz. Özellikle 2022’de bu yönde birçok iş birliğine ve lansmana şahit olacağız.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?