“ODAĞIMIZDA 3 DEVRİM VAR”

29.11.2021 12:44:000
Paylaş Tweet Paylaş
 “ODAĞIMIZDA 3 DEVRİM VAR”

SİNEM SANDIKÇI GÖKÇEN/L’OREAL TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ
“ODAĞIMIZDA 3 DEVRİM VAR”

Sinem Sandıkçı Gökçen, L’Oreal Türkiye’nin ilk Türk genel müdürü. Kariyerine 2000 yılında L’Oreal Türkiye’de başlayan Gökçen, Tarsus Amerikan Koleji’nin ardından ODTÜ İşletme Fakültesi’nden mezun oldu. L’Oreal’in farklı birimlerinde ve farklı kademelerde sorumluklar aldıktan sonra pazarlama direktörlüğü görevini üstlenen yönetici, şirketin İpek markasını satın alması sonrasında marka geliştirme direktörü olarak görev yaptı. Ardından L’Oreal Türkiye’nin ilk kurumsal iletişim direktörü oldu. Kurumsal dijital direktör olarak da şirketin dijital dönüşüm yolculuğunda kritik sorumluluk üstlendi.
20 yılı aşkın süredir devam eden kariyerinde L’Oreal Türkiye’nin tarihindeki ilk Türk kadın ülke genel müdürü olmanın mutluluğunu yaşadığını ifade eden Sinem Sandıkçı Gökçen, şirketi taşımak istediği noktayı şöyle anlatıyor: “L’Oréal Grup’un Türkiye’deki misyonu dünyayı harekete geçiren güzelliği yaratmak. Bunun için de büyümemizin odağında 3 ana devrim var: Dijital devrim, yeşil devrim ve anlamlı markalar devrimi. Dijitalleşme devriminde amacımız tekno güzellik şirketi olmak yani bir güzellik şirketinden tek işi güzellik olan bir teknoloji şirketine dönüşmek. Yeşil devrim kapsamında ‘Gelecek İçin L’Oréal’ adını verdiğimiz sürdürülebilirlik programımızda 3 temel taahhüdümüz var: İlki iş yapış şeklimizi dönüştürmek. İkincisi tüm iş eko-sistemimizi sürece dahil etmek ve sonuncusu da dünyanın acil çözüm gerektiren çevresel ve sosyal sorunlarının çözümüne katkıda bulunmak. Anlamlı markalar yaratmak kapsamında tüketicimizin güvenini kazanarak büyümeye çalışıyoruz.”
100 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren L’Oreal Grup, 150 ülkede 35 markayla faaliyet gösteriyor. 2020 yılında 88 bin kişiyle 28 milyar Euro ciro yaratan grup Türkiye’de de 1.100 kişi istihdam ediyor, 25 markasıyla tüketiciye ulaşıyor. 1986 yılından beri Türkiye’de yer aldıklarını hatırlatan Gökçen, “L’Oreal Grup’un en büyük 20 ülkesinden biriyiz. Güzellik pazarının açık ara ve tartışmasız lideriyiz” diyor.
Kozmetik sektörü de pandemiden olumsuz etkilenen sektörler arasında yer aldı. Gökçen, her kriz döneminde kozmetiğin negatif etkilenen ilk sektörlerden biri olduğunu ancak sonrasında da en hızlı toparlananlar arasında yer aldığını da söylüyor. 2020’de pazarın büyümediğini belirten Gökçen sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu yıl hızlı bir büyüme var. Normalleşmeyle büyümenin hızlanmasını bekliyorduk ama beklentimizin üzerinde bir büyüme oluyor. Sektör için bu yıl yüzde 25 büyüme öngörüyoruz. Şirket olarak da pazarın en az 1,5-2 katı büyüme hedefliyoruz. 2022’de pazar yüzde 20 büyümeye devam eder diye tahmin ediyoruz. Biz de 2022’yi yatırım yılı olarak planladık. Yatırımlarımızı bu yıla kıyasla yüzde 40 oranında artıracağız. Dijital servislerimizi iyileştirip çeşitlendireceğiz. ”

“TÜRKİYE’DEN 114 GENÇ BİLİM KADININI DESTEKLEDİK”
Bilim Kadınları L’Oreal’in 23 yıldır sürdürdüğü bir proje. 19 yıldır Türkiye’de uygulanan projenin UNESCO ile birlikte hayata geçirildiğini belirten Sinem Sandıkçı Gökçen, “Bugüne kadar 114 Türk genç bilim kadınını destekledik. Her yıl bu rakamı artırıyoruz. Bizim için çok büyük bir gurur. En yüksek başvuruyu aldığımız bu yılın kazananlarını, yakın zamanda açıklayacağız. L’Oréal Grup, dünyadaki ‘Yükselen Yetenekleri’ seçiyor. Bugüne kadar Türkiye’den 5 bilim kadını, ‘Yükselen Yetenek’ seçildi” diyor.

 MURAT KÖSEREİSOĞLU/SECURİTAS ÜLKE BAŞKANI

 “BİRÇOK MARKAYI PORTFÖYÜMÜZE EKLEDİK”

Securitas dünyanın en büyük güvenlik şirketlerinden biri. Halen 48 ülkede 355 binden fazla çalışanı olan şirket, Türkiye’de 73 ilde 20 bin çalışanıyla 1.100’ün üzerinde projede çalışıyor. Endüstriyel tesislerden perakendeye, havacılıktan turizme, enerjiden alışveriş merkezlerine kadar 26 sektöre özel güvenlik çözümleri sunan Securitas, pandemiden olumsuz etkilendi. Şirket, hedeflerinin yüzde 12 gerisinde kaldı ve yılı 1,26 milyar TL’lik ciroyla kapattı. Müşterilerine 2020’de 2019’a göre yüzde 9,3 daha az hizmet günü ürettiklerini anlatan Securitas Ülke Başkanı Murat Kösereisoğlu, “Daralmanın en fazla hissedildiği sektörler havacılık, turizm, giyim ve hızlı tüketim mağazacılığı oldu. 2020’de yaşanan bu genel daralmaya karşın güçlü yeni satışlara imza attık. Açılış portföyümüzün yüzde 11’i kadar yeni satış yaparak bu daralmanın etkisini azalttık” diyor.

Securitas Türkiye, 2021 yılını yüzde 26’lık büyüme ve 1,6 milyar TL düzeyinde ciroyla kapatmayı hedefliyor. İstihdam tarafında, bu yıl kadrolarına yaklaşık 2 bin yeni güvenlik görevlisi katacaklarını belirten Kösereisoğlu, “Büyümemizin önemli kısmı yılın başındaki asgari ücret artışından gelmekle birlikte, bizim için esas sevindirici konu güçlü yeni satışlarımızın 2021 yılında da devam etmesi oldu. Birçok önemli markayı hizmet portföyümüze ekledik. Teknolojik çözümlerimiz ve güvenlik hizmetlerindeki uzmanlık ve odağımızın yeni satışlarımızda büyük etkisi olduğunu düşünüyoruz” diye konuşuyor.

İnsanlı güvenlik hizmetiyle teknolojiyi bir araya getirdikleri ve Entegre Güvenlik Çözümleri adını verdikleri hizmetlerle yenilikçi çözümler sunduklarını ifade eden Kösereisoğlu, 2019’da toplam cironun yüzde 10,3’ünün bu çözümlerden geldiğini söylüyor. 2020’de bu oranın yüzde 14,1’e geldiğini, 2021’de ise yüzde 16,1 düzeyine çıktığını anlatıyor ve ekliyor: “Bu tablo için yıllar içinde sırasıyla 2019’da 6,6 milyon TL, 2020’de 9 milyon TL, 2021’de 12,5 milyon TL teknoloji yatırımı yaptık.”
Securitas Türkiye açısından bu yıl önemli gelişmelerden biri de Tepe Güvenlik satın alması oldu. Kösereisoğlu, bu satın almayla müşterileri için avantaj ve yeniliklerin sağlanacağı bir döneme gireceklerini dile getiriyor. Küçük ve orta ölçekli işletmelere erişimlerini artırmayı planladıklarını söylüyor.

BÜYÜMENİN YÖNÜ

Güvenlik her dönem ihtiyaç duyulan son derece hassas ve kritik bir sektör. Kösereisoğlu, içinden geçtiğimiz çalkantılı dönemin negatif etkileri olsa da sektörün büyümeye devam edeceğini düşünüyor. Emek yoğun bir sektör olarak yaratılan istihdam potansiyeline dikkat çeken Kösereisoğlu, sektörün büyüme rotasını şöyle açıklıyor: “Riskleri doğru analiz etmek ve müşteriye anahtar teslim çözümler sunmak her geçen gün daha da önem kazanıyor. Gelecekte sektörde, teknolojik gelişmelere paralel olarak büyük değişimler bekliyoruz. Özellikle veri, görüntü ve transfer hızının artması bu süreci daha da destekliyor. Teknoloji kullanımı, sektörün kalıcı oyuncuları için belirleyici olacak.”

 MUSTAFA AYDOĞDU/HAKAN AYDOĞDU/TEZMEKSAN YKB-TEZMEKSAN GM

“ESKİ MAKİNELERİ AKILLANDIRIYORUZ”

Tezmeksan, 1981 yılında bugün artık varlığını sürdürmeyen Tezsan Takım Tezgahları Sanayi ve Ticaret AŞ’nin bir bayisi olarak faaliyetlerine başladı. Zaman içinde doğrudan ithalatla takım tezgahları sektöründeki yerini güçlendiren şirket, aynı zamanda makine satan bir şirketten çözüm üreten bir yapıya dönüştü. Müşterilerini global rekabette öne çıkarmak için sürekli dönüştüklerini belirten Tezmeksan Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aydoğdu, “Eskiden müşterilerimiz Türkiye için üretim yaparken, şimdi dünyaya üretim yapıyor. Müşterilerimizi global rekabette öne çıkarmak için kendimizi geliştiriyor, dönüşüyoruz. Takım tezgahı ana işimiz ancak biz daha çok otomasyon, robot, yazılım gibi konuları gündemimizde tutuyor, bu konularda yatırımlarımıza devam ediyoruz. Müşterilerimizin ihtiyacı ve talebi bu yönde” diyor.

Son dönemde Tezmeksan’ın hayata geçirdiği birçok teknolojik oluşum da var. Yeni makinelerin akıllı üretildiğini ancak Türkiye’de kullanılmakta olan binlerce eski makine olduğunu ifade eden Tezmeksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, bu tezgahları akıllandırmak için Kapasitematik yazılımını geliştirdiklerini anlatıyor. Aydoğdu, yeni ihtiyaçlara uygun başka ne tür oluşumları hayata geçirdiklerini de şöyle paylaşıyor: “Üretimde otomosyon, robot üretim teknolojilerine geçiş var. Biz de bu konuda Tezmaksan Otomasyon Teknolojileri adında ayrı bir şirket kurarak müşterilerimize hizmet vermeye başladık. Üretimin pazar yerini de üreterek Türkiye’de ilk kez B2B CNC dijital platformu parkurda.com’u kurduk. Yüzlerce imalatçının en büyük sorunu yeni iş talepleri bulabilmek, yüzlerce şirket de güvenilir tedarikçilere ulaşmak istiyor. Parkurda.com tam da bu noktada üretime katkı sunacak önemli bir platform olarak hizmet veriyor. Bu platformla KOBİ’lerimizi yurt dışındaki şirketlerle buluşturmayı hedefliyoruz.”

Tezmeksan’ın odağında yine yeni teknolojiler var. 3D yazıcılarla ilgilenen şirket, 2 eksenli torna üretip üretimde kullanmaya başladı.

5 yıl içinde Türkiye’de üretilmeyen CNC Tezgah ve otomasyonlarında global şirket olmayı hedeflediklerini dile getiren Hakan Aydoğdu, “Öte yandan karanlık fabrikalar sergileyen, operatörsüz üretim hatta ölçüm hatları olan, fiziken fabrikada olmadan ekran, fabrika ve makinelerin dijital ikizleriyle çalışan bir nesil hedefimiz var” diyor.


“’NE GEREK VAR BU KADAR MASRAFA’ DEMİŞTİM”

Mustafa Aydoğdu, pandemide birçok şirket için en önemli çıkış yolunun dijitalleşme olduğunu ifade ediyor. İkinci kuşak olarak yönetime katılan çocuklarının bunu çok önceden gördüklerini belirten Aydoğdu, bir itirafta da bulunuyor: “2007 yılında temelleri atılan dijitalleşmenin karşılığını bu süreçte fazlasıyla gördük. Tabi şunu da itiraf etmeden geçemeyeceğim, 2007’de çocuklarım bu konuda çalışmalara başladıklarında ‘Ne gerek var bu kadar masrafa’ diye serzenişte bulunmuştum ama bugün gelinen noktada onlar haklı çıktı. 1990’lardaki yönetim biçimiyle devam etseydik, biz de muhtemelen bu krizden yara alabilirdik.”

AYŞEM SARGIN/YASED BAŞKANI

“DARALAN PASTADAN DAHA YÜKSEK BİR PAY ALABİLİRİZ”

YASED, 30 ülkeden 270 üyesiyle Türkiye’deki uluslararası doğrudan yatırımların yüzde 85’ini temsil ediyor. YASED’in temel amacının üyelerinin rekabetçi, dünya standartlarında bir yatırım ortamında faaliyet göstermeleri olduğunu belirten YASED Başkanı Ayşem Sargın, “Bu sayede hem mevcut yatırımcıların yatırımlarını sürdürmeleri hem potansiyel yatırımcılar için tercih edilen bir yatırım ortamının oluşmasına destek veriyoruz” diyor.

2020’de küresel uluslararası doğrudan yatırımlar yüzde 35, küresel ticaret hacmi de yüzde 7,6 daraldı. Sargın, “Türkiye’ye yapılan yatırımlar bir önceki yıla göre yüzde 15 gibi daha sınırlı bir düşüş gösterse de önceki dönemdeki düşüşlerin kümülatif etkisi ve gelen yatırımların kompoziyonu açısından rakamlar potansiyelimizin çok altında kaldı” diyor.

Sargın, mevcut ortamda yatırım ortamını şöyle değerlendiriyor: “Sanayimizin özellikle otomotiv, elektronik aksam, makine ve kimya alt sektörlerinde yatırım açısından ilgi çekici olduğunu söyleyebiliriz. Yeni nesil yatırımlara baktığımızda, e-ticaret ve oyun sektörlerinin geçtiğimiz dönemde önemli yatırımlar çektiğine tanık olduk. Şirketlerimiz aldıkları yatırımlarla unicorn ve decacorn oldu. Hızla gelişen dijital yatırımlar, Türkiye için önemli bir fırsat haline geldi. Buna ilave olarak teknoloji, sağlık, paketleme, tekstil ve mobilya sektörleri de son dönemde yatırım haberleri aldığımız ve gelişme potansiyeline sahip sektörler olarak öne çıkıyor. Ülkemiz özellikle mühendislik kabiliyeti açısından da önemli bir noktada. Bu kapsamda üyelerimizin her geçen gün ülkemizdeki Ar-Ge yatırımlarını artırdıklarını ve uygun teşvik mekanizmaları devreye girdikçe bu alanda büyüme kaydettiklerini gözlemliyoruz.”
Peki bugün ve önümüzdeki süreçte Türkiye’nin daha çok doğrudan yabancı yatırım çekebilmesi için neler yapılması gerekiyor?
YASED Başkanı Ayşem Sargın, yapılacaklar listesini şöyle açıklıyor: “Ekonomi Reform Programı Eylem Planında da yer alan Özel Kesim Yatırımlarının Korunması Hakkında Kanunun hayata geçmesinin yatırımcılara güçlü bir destek mesajı olacağına inanıyoruz. İstikrar ve öngörülebilirlik yatırımcılar için her zaman olduğundan daha önemli. Kamu ve özel sektör arasındaki istişare mekanizmasının kurulmasının bu yönden hepimize katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Bir de dünyanın gündeminde olan dijitalleşme ve yeşil dönüşüm hızla yol almamız gereken alanlar olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin Paris İklim Anlaşmasına katılımını son derece değerli bir adım olarak görüyoruz. Kişisel Verilerin Korunması Kanunumuzun Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğüne (GDPR) uyumuyla ilgili çok verimli çalışmalar yaptık. Burada önümüzdeki dönemde bazı önemli yasal düzenlemelerin hayata geçmesini bekliyoruz. Tüm bunlar, Türkiye’nin yatırım rekabetçiliğinde önemli rolü olan konular. İlerlemeler memnun edici, ancak bizi küresel yatırım yarışında öne geçirecek olan bu değişiklikleri zaman kaybetmeden hayata geçirmek.”

“RİSK ALGISI AZALTILMALI”

YASED Başkanı Ayşem Sargın, Türkiye için de önemli fırsatlar barındıran bir döneme girildiğini söylüyor. Sargın, “İstikrar, öngörülebilirlik yatırımların olmazsa olmazı ve bu alanlarda Türkiye’nin risk algısını azaltmak üzere adımlar atılmalı. Dijitalleşme ve yeşil dönüşümde mesafe kat edebilirsek, bu fırsatları değerlendirip daralan yatırım pastasından daha yüksek bir pay alabiliriz. Çoğu YASED üyesi mevcut yatırımcıların da veri ekonomisine geçişte gerekli yasal ve fiziksel altyapının sağlanması, Ar-Ge kredisi gibi teşviklerin devreye alınması durumunda Türkiye’de büyüme planları olduğunu biliyoruz” diyor.    

MESUT ALTAN/BİRLEŞİM MÜHENDİSLİK YÖNETİM KURULU BAŞKANI

“YURT DIŞINDA AGRESİF BÜYÜME PLANLIYORUZ”

Birleşim Mühendislik, Mesut Altan ve İdris Çakır tarafından 2002 yılında kuruldu. Özel hastane yatırımlarının henüz yeni başladığı bu dönemde ilk olarak Dünya Göz Hastaneleri Grubu ile çalışmaya başlayan şirket, daha sonra Medicana ve Medical Park ile yola devam etti. 2008 yılında o tarihte Türkiye’nin en yüksek binası unvanını alan İstanbul Sapphire Tower projesi ise şirketin önemli dönüm noktalarından birini oluşturdu. Halihazırda Türkiye’nin en yüksek yapısı olan İstanbul Skyland projesini de 2018 yılında tamamlayan Birleşim Mühendislik, bugüne kadar 15 milyon metrekareyi aşkın projeye imza attı. Endüstriyel işler de dahil olmak üzere birçok kurumun elektromekanik süreçlerini hayata geçirdi. 500’e yakın mühendis kadrosu ve projelerin durumuna göre bazen 5 bini aşan istihdamı olan şirket, geçtiğimiz yıl 578 milyon TL’lik bir ciro yarattı.
2020 yılında cirolarında TL bazında yüzde 14 büyüme yaşadıklarını belirten Birleşim Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Altan, geçtiğimiz yıl büyümenin nereden geldiğini ve bu yıla dair performanslarını şöyle anlatıyor: “COVID-19 küresel salgını başladığında Sağlık Bakanlığı tarafından acil yapımına karar verilen İstanbul’daki iki pandemi hastanesinden biri olan Sancaktepe Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi’nin tüm elektromekanik işlerini, tam 45 günde tamamlayarak rekor kırdık. Bu yıl ise şirketimizi halka arz ettik. Hisselerimiz yıldız pazarda işlem görmeye başladı. Artık binlerce ortağımız var ve bundan sonra atacağımız her adımda onların sorumluluğunun bilincinde olacağız. 2021 yılını inşaat sektörü açısından toparlanmanın başladığı bir yıl olarak görüyoruz. Özellikle kamu ve özel hastane projeleri, savunma sanayi projeleri ve yurt dışı projelerinden ümitliyiz.

2021 yılında da enflasyonun üzerinde bir büyüme gerçekleştireceğimize inanıyoruz.”
Bu yıl halka arz sayesinde elde ettikleri dinamizmle tüm organizasyonu yeniden gözden geçirdiklerini de ifade eden Altan, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Mevcut ERP altyapımızı daha da güçlendiriyoruz ve çok kısa zamanda kapımızı çalacak olan Endüstri 4.0 çağına hazırlanıyoruz. Dünyada hızla yayılan dijitalleşmenin, inşaat ve buna bağlı elektromekanik sektörünü de etkilemeye başladığı çok açık. Bizler 2016 yılından bu yana BIM (Building Information Modeling) süreçlerinin uygulandığı şantiyelerde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. BIM süreçleri sayesinde inşaatta kullanılacak ünitelerin, halihazırda şantiyede yapılan imalatının, yakın gelecekte fabrikalarda daha hassas ölçülerle ve minimum maliyette yapılması, akabinde modüller halinde şantiyeye taşınarak kısa bir sürede montajlarının yapılarak kullanılması dönemine doğru hızlı bir geçiş olacağını düşünüyoruz. Buna hazır olmak ise hem bilgi ve teknoloji hem güçlü finansman gerektiriyor. Sektörde bu evrimi gerçekleştirebilecek sayılı şirketlerden biri olduğumuza inanıyoruz”

“GLOBAL BİR ŞİRKET OLMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ”

Küresel olarak global bir şirket olmak için çok çalıştıklarını belirten Birleşim Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Altan, “Her yıl ülke ekonomisinin üzerinde bir büyüme gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Özellikle yurt dışında ve endüstriyel tesislerde daha iştahlı ve agresif bir büyüme planlıyoruz” diyor

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz