İNSANLAR

Avi Alkaş / JLL Türkiye Yönetim Kurulu Bşk. Hediye Güral Gür / NG Hotels İcra Kurulu Bşk Nurettin Sözen / Bernardo Yönetim Kurulu Bşk Özer Hıncal / Arvento Mobile Systems Genel Müdürü Tamer Tanca / Kemal Tanca Yönetim Kurulu Bşk Adriano Treve / Roche Türkiye Genel Müdürü Uğur Gazanker / Doğa Koleji Eski Ceo'su

11.03.2015 14:57:350
Paylaş Tweet Paylaş
İNSANLAR
AVİ ALKAŞ / JLL TÜRKİYE YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“4’ÜNCÜ NESİL AVM DÖNEMİ BAŞLIYOR”

Avi Alkaş, perakende ve gayrimenkul sektörünün çok yakından tanıdığı bir isim. Son 7 yıldır JLL Türkiye’nin yönetim kurulu başkanlığını yapıyor. JLL, 80 ülkede ticari gayrimenkul danışmanlığı hizmeti veren bir şirket. Türkiye’de de gayrimenkul sektörünün büyük oyuncuları arasında. Alkaş’ın başkanlığında JLL Türkiye, bugüne dek Zorlu Center, Aqua Florya, İstinye Park, Cevahir, Profilo ve Özdilek Park gibi birçok AVM’nin kiralama hizmeti ve danışmanlığını yürüttü. Peki sektörün deneyimli bir ismi olarak Alkaş, bugünlerde sıklıkla tartışılan AVM’lerin geldiği son noktayı nasıl değerlendiriyor? Türkiye’de alışveriş merkezine sahip olmayan 24 ?ehir bulunduğunu belirten Alkaş’a göre daha gidilecek çok yol var. “Bir perakende pazarının gelişmişlik düzeyinin değerlendirilmesini sağlayan en önemli gösterge, pazardaki bin kişi başına düşen kiralanabilir alan seviyesidir” diyen Alkaş, en yoğun pazarlar olarak öne çıkan İstanbul ve Ankara’nın bin kişi başına düşen kiralanabilir alan seviyesini sırasıyla 268 ve 267 metrekare olarak açıklıyor. “Türkiye ortalaması 128 metrekareyken, Avrupa’nın yoğunluk ortalaması 196 metrekare. Türkiye’nin perakende yoğunluğunun Avrupa ülkeleri ortalamasının altında kaldığını gösteren bu veriler, Türkiye’nin alışveriş merkezi gelişimi açısından yatırımcılar için halen potansiyel sunduğunu gösteriyor” diye konuşuyor. Alkaş, AVM kiralaması ve yönetimi konusunda son 5-10 yılda çok ciddi bir gelişme kaydedildiğini de söylüyor. On yıl önceki kapalı ve gün ışığını çok az alan birinci nesil AVM’lerden şimdi cadde görünümlü 4’üncü nesil alışveriş merkezlerine geçme aşamasına geldiğimizi anlatıyor. “Dolayısıyla geçmişte bazı yabancı markalara öncelikle yer verdiğimizden yakınan perakendeciler, bugün başı çeken yerli perakendecilerimizin yanında yer almak için çaba sarf ediyor” diyor. 
NASIL BÜYÜYECEK?
JLL Türkiye son 2 yıldır JLL EMEA bölgesinde kârlılığı en yüksek operasyonlardan biri. Bu nedenle şirket Balkanlar’dan Avrasya’ya hizmet verecek şekilde yeniden yapılanma kararı aldı. JLL’nin Avrasya merkezi de >stanbul olacak. Alkaş, bu gelişmelerle birlikte bu yıl eklemeyi düşündükleri yeni iş sahaları ve yeni bölgelerle cirolarını ve kârlılıklarını artırmayı hedeflediklerini ifade ediyor. “JLL bünyesindeki Tetris ve Fit-out gibi bazı girişimleri burada başlatmak, otel sahasındaki çalışmaları sürdürmek, kâh organik kâh satın almalarla büyümemizi sürdürmek kararlılığındayız” diye ekliyor.
~
HEDİYE GÜRAL GÜR / NG HOTELS İCRA KURULU BAŞKANI
“OLUMSUZLUKLARA RAĞMEN BÜYÜDÜK”

2014 Türkiye’de ve çevre ülkelerde yaşanan siyasi ve ekonomik olumsuzluklara rağmen turizm sektörü açısından iyi bir yıl oldu. Türkiye’de turist sayısı ve gelirler arttı. Bu ortamda NG Hotels de hem ciro hem hizmet kalitesi açısından hedeflere ulaştı. NG Hotels İcra Kurulu Başkanı Hediye Güral Gür, yaşanan olumsuzlukların büyümeyi etkilememesini Türkiye’nin turizm açısından güçlü bir marka haline gelmesine bağlıyor, fiyat kalite ilişkisinde de iyi ürünlerin oldukça makul fiyatlara sunulmasının sektörü güçlü kıldığını ifade ediyor. İyi geçen bir yılda NG Hotels aldığı ödüllerle öne çıktı… NG Sapanca Wellness&Convention 2014’te sahip olduğu kalite belgesi sayısını 8’e yükseltti. Böylelikle Türkiye’nin en fazla kalite belgesine sahip 5 yıldızlı oteli olduklarını söyleyen Gür, “NG Afyon Wellness & Convention da ülkemizde bulunan termal tesisler arasında 6 kalite belgesine sahip tek tesis oldu” diyor. Gür’ün 2015 yılına ilişkin beklentileri de oldukça olumlu. Rusya’daki ekonomik sorunların Türk turizmine etkilerini şu an net olarak öngöremediklerini belirtiyor. Bu gelişmelerden genel olarak turizm sektörünün etkilenmesi durumunda yıl içinde turizmde rekabetin daha da artacağını ifade ediyor. Ancak kendi hedeflerinde çıtayı yükselttiklerinin altını çiziyor. “2015’te yüzde 12 oranında büyüme planladık. 2015’in özellikle hizmet vermekte olduğumuz SPAwellness, toplantı ve termal turizm alanlarında 2014’ten de iyi bir yıl olacağına inanıyoruz” diye konuşuyor.
“YENİ OTEL GELİYOR” 
Şu an bünyesinde 2 otel yer alan NG Hotels, üçüncü otel için de düğmeye bastı. İstanbul Güneşli’de kongre turizmine odaklı bir otel için hazırlıklara başlayan grup, projeyi 2 yıl içinde hayata geçirmeyi planlıyor. Otelin iş dünyasının en iddialı oteli olacağını söyleyen Hediye Güral Gür, “34 katlı olması planlanan otelde, 411 oda bulunacak. Kongre turizmine yönelik otelde 5 bin 270 metrekarelik kapsamlı bir kongre merkezi yer alacak. Ayrıca, imzamız haline gelen SPA&wellness bölümleriyle yaşam kalitesini artırmaya yönelik hizmetler sunacağız. 2 bin 480 metrekare ve 2 katlı olması planlanan SPA merkezinde uzman terapistler tarafından birbirinden farklı SPA uygulamaları yapılacak” diyor.
~
NURETTİN SÖZEN / BERNARDO YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“CİRONUN YARISI YURTDIŞINDAN GELECEK”

Bernardo’nun kurucuları Nurettin Sözen ve Ömer Sözen kardeşlerin işe atılmaları, 1984 yılında babalarının beyaz eşya mağazasında çalışmaya başlamalarıyla gerçekleşti. O mağazada beyaz eşyanın dışında dekoratif ev eşyaları da satmaya karar veren kardeşler, ilk mağazalarını da hediyelik eşya satışı yapan Gifthome markasıyla 1999 yılında Bağdat Caddesi’nde açtı. O yıllarda aynı zamanda Carrefour, Real ve Migros gibi perakende zincirlerine ürün tedarik eden şirket, 2001 yılında züccaciyeye yöneldi ve koleksiyon hazırlama kararı aldı. Hazırladığı ilk koleksiyona da Bernardo ismini verdi. 2004 yılında Bernardo’yu ana marka olarak kullanma kararı alan Sözen kardeşler, aynı yıl 7 mağazalık Gifthome’u Bernardo’ya dönüştürdü. Bugün 83 mağazasıyla züccaciye sektörünün güçlü markaları arasında yer alan Bernardo, 100’ün üzerinde tedarikçiyle çalışıyor. 700 çalışanıyla yıllık 175 milyon TL ciro elde ediyor. Perakendenin yanında Bernardo’nun toptancılık işi de var. Gelirlerinin yüzde 30’unu geleneksel kanallara toptan züccaciye ürünü tedarik ederek sağladıklarını belirten Bernardo Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Sözen, toptancılıktaki markalarının Biev olduğunu söylüyor. “Biev’le ikinci marka olarak perakendeye de girdik. Orada ev dekorasyon ürünlerinin satışlarını yapıyoruz. Şu anda 10 tane Biev mağazamız var” diyor. Bernardo ile kendilerini butik mağazacı olarak nitelendiren Sözen’in önümüzdeki dönemdeki büyüme haritası da net. Gelecek 5 yılda 84 olan mağaza sayısını 150’ye çıkarmayı hedefliyor. Türkiye çapında farklı illere yayılırken 300-400 bin nüfuslu illerde olmayı planlıyor. Sözen bir taraftan da yurtdışına açılma hazırlıkları yapıyor. Halihazırda sadece Kuzey Kıbrıs’ta bir mağazaları olduğunu ifade eden Sözen, yurtdışına yayılma konusunda nasıl yol alacaklarını da şöyle açıklıyor: “Ev hayatının önemli olduğu geleneksel pazarlarda Bernardo’ya ilgi fazla. Bu nedenle ilk olarak yakın bölgelerde Suudi Arabistan’da ardından Tunus’ta mağaza açacağız. Hedefimiz ciromuzun yarısını yurtdışından sağlamak. Yurtışında önce çevre ülkelerde yayılacağız.şimdilik ortaklIk da düŞünmüyoruz. Kazandığımızı yine işimize yatırarak büyüyeceğiz. Gelecek 5 yılda 10 ülkede satış ağımız olmasını planlıyoruz.”
TÜKETİCİ NASIL HAREKETE GEÇİYOR? Perakende sektöründe son yıllarda en çok konuşulan konulardan biri indirimler. Sektörün birçok kategorisinde olduğu gibi züccaciye ayağında da indirimler satışı sürüklüyor. Nurettin Sözen de bu konuda şunları söylüyor: “Tüketici yüzde 90 fiyatla harekete geçiyor. Bir AVM’de bir tekstilci indirim yaptığında bu durum orada mağazası olan herkesi indirim yapmaya zorluyor. Çünkü hepimiz aynı cüzdana oynuyor, aynı cüzdandan pay almaya çalışıyoruz. Biz Bernardo olarak orta üstü kaliteyi cazip fiyatla sunmayı başardığımız için büyüyoruz. Ancak şu da bir gerçek ki 100 TL’nin üzerini çizip 50 TL yazdığınızda satış yapabiliyorsunuz.” 
~
ÖZER HINCAL / ARVENTO MOBILE SYSTEMS GENEL MÜDÜRÜ
“YENİ ORTAKLIKLA DÜNYA LİDERİ OLACAĞIZ”

Arvento, 10 yıl önce araç takip sistemleri alanında faaliyet göstermek üzere kuruldu. ilk yıl 12 müşteriyle başlayan yolcu8u şirketi bugün 3 kıtada 33 bin müşteriye hizmet veren bir noktaya taşıdı. Arvento tamamını Türkiye’de geliştirdi8i yazılım ve donanımlarıyla 23 ülkede faaliyet gösteriyor. Pazar payı sıralamasında alanında dünyanın en büyük 5’inci şirketi konumunda yer alıyor. :irketin kurucusu ve genel müdürü Özer Hıncal, ürünlerini her ölçekte kuruluşun ihtiyaçlarına özel içeriklerle şekillendirdikleri için 1 aracı olan şirket ile bin aracı olan kurumun araçlarını takip edebildiklerini söylüyor. “Ürünlerimizin ulaşılabilir olması müşteri sayımızın hızla artmasını sa8ladı” diyor. Araç takip, yüzde 75’ini 5 şirketin domine etti8i ve geri kalan yüzde 25’ini ise 10 şirketin paylaştığı hızlı büyüyen bir sektör. Sektörün yıllık büyüme hızı yüzde 25. Araç takip ve filo yönetim sistemlerinin kazan-kazan mantı8ıyla çalışan sistemler oldu8unu belirten Hıncal, “Araç takip sistemleri ile tasarrufun yanı sıra güvenlik konusunda da önemli çözümler sunuluyor. Bazı şirketler sadece emniyetli sürüş amacıyla sistemimizi satın alıyor. Sistemde araçlara özel hız limiti tanımlanabiliyor ve bu hız limitinin aşılması durumunda, daha önceden tanımlanan kişilere anında SMS ya da e-mail ile uyarı mesajı gönderiliyor. Son 3-4 yıldır bizim ve GSM operatörlerinin yapmış olduğu iletişim çalışmalarının da etkisiyle sistemlerin bilinirliği arttı. Fakat pazar hala istediğimiz büyüklükte değil. Farkındalığı ve bilinirliği artırmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz” diye konuşuyor. Arvento içeride pazarı büyütürken dünyada sektörde liderliğe ulaşmayı hedefliyor. “Sıfırdan yarattığımız şirketimizi 10 yılda alanında dünyanın en büyük 5’inci şirketi haline getirdik” diyen Hıncal, sözlerine şöyle devam ediyor: “Bundan sonrası için hedefimiz çok net. Kendi alanımızda dünyada bir numara olmak istiyoruz. Bu yılın başında bu hedefimize ulaşma yolunda önemli bir adım daha attık. Dünyanın önde gelen fon şirketlerinden biri olan Investcorp ile ortak oluyoruz. :u anda yasal izin sürecinde olan anlaşmanın tamamlanması halinde Investcorp büyük hissedar olarak Arvento’nun ortağı olacak. Globalleşme yolunda Investcorp’un gücünü, desteğini ve sektörel deneyimini arkamıza alarak büyümeye devam edeceğiz.”
AKUSTİK DAVUL ÇALIYOR Özer Hıncal, yo8un bir iş temposuna sahip. Ancak iş dışında kendisine zaman ayırmayı da ihmal etmiyor. Özellikle müzik en büyük tutkusu. Her fırsatta akustik davul ve klasik gitar çalıyor. “Müzik insanı dinlendiren ve farklı bakış açıları geliştirmesini sa8layan çok farklı bir ilgi alanı” diyen Hıncal, müzi8in yanı sıra kışları da vakit buldukça kayak yapmaktan keyif alıyor.
~
TAMER TANCA / KEMAL TANCA YÖNETİM KURULU BAŞKANI
İÇ PAZARIN ARDINDAN GÖZÜNÜ DIŞARI ÇEVİRDİ

Kemal Tanca, Türkiye’nin en köklü ve büyük ayakkabı zincirlerinden… 1950 yılında Kemal Tanca’nın Adana’da açtığı ilk mağaza ile yolculuğuna başlayan marka, 1960 yılında istanbul’da Çarşıkapı’da ilk mağazasını açtı. Ancak Türkiye’de birçok perakende markası gibi Kemal Tanca da hızlı büyümesini 2002 sonrasında yaşadı. 2002’ye kadar 4 mağaza ile faaliyet gösterirken bugün tamamı kendisine ait olan 140 mağazalık bir zincire dönüştü. Peki geçtiğimiz yıl 250 milyon TL’lik bir ciroya ulaşan Kemal Tanca bu büyümeyi nasıl yakaladı? Kemal Tanca’nın büyümesinde ilk önemli hamlelerden biri üretimden çıkması. 15 yıl önce üretimden çıkan şirket, bugün 150-200 üretim tesisiyle çalışıyor. AR-GE’ye verilen önem de yine markayı büyüten girişimlerden bir diğeri… Tanca Plus ve Tanca Kids gibi farklı markalarla daha geniş bir hedef kitleye ulaşması da markayı güçlendiren diğer bir hamle. şu anda 40 şehirde faaliyet gösteren Kemal Tanca, önümüzdeki dönemde rotasını yurtdışına çevirmiş durumda. Türkiye’de istedikleri büyümeyi yakaladıklarını ve artık iç pazarda yapacakları çok fazla şey olmadığını belirten Kemal Tanca Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Tanca, “şu ana kadar kendi sermayemizle beklediğimiz bir büyüme yakaladık. Bundan sonra Avrupa’da yapacağımız çok iş var. Özellikle italya’da iyi markalarla yan yana yer almayı istiyoruz. Yakın zamanda 8-10 ülkede faaliyet gösteriyor olacağız. ilk olarak hedefimizde italya, ispanya, Hollanda ve Amerika var” diyor. Kemal Tanca yurtdışında bayilik de verecek. Azerbaycan, Kosova ve Güney Afrika ile anlaştıklarını anlatan Tamer Tanca, “Amerika için görüşmelerimiz sürüyor. italyan markaları da onlara üretim yapmamızı istiyor. Şu anda İtalya da 7-8 şirketle görüşme halindeyiz. Bu şirketlerle Türkiye de üretim ve marka işbirliği gerçekleştirmeyi istiyoruz diye konuşuyor. 
“YENİ KONSEPT YOLDA”
 Tamer Tanca’nın iç pazara ilişkin de yeni projeleri var. Örneğin yakın zamanda Tanca Teknoloji adında yeni bir mağaza konseptini hayata geçirmeye hazırlanıyor. Bu yıl 5-6 Tanca Teknoloji mağazası açacaklarını belirten Tanca, “Burada teknolojik ürünlerle yer alacağız. Örneğin esnek tabanlı, özel kaydırmaz patentli teknolojiye sahip ayakkabılar gibi üstün özellikli ürünler bu mağazalarda tüketiciyle buluşacak” diyor.
~
ADRIANO TREVE / ROCHE TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ
“KİŞİYE ÖZEL TEDAVİYE ODAKLANDIK”

Dünyanın en büyük biyoteknoloji şirketlerinden Roche, geçen ay Basel’deki merkezinde 2014 yılı iş sonuçlarını açıkladı. En dikkat çeken rakam cirodan öte Ar-Ge’ye ayırdığı yaklaşık 9 milyar isviçre Frank’ı tutarındaki kaynaktı. Bu yatırım şirketin cirosunun yüzde 18,8’ine denk geliyor. Global stratejik analiz ve danışmanlık şirketi Strategy’nin hazırladığı Küresel Yenilikçilik 1000 raporuna göre Roche, 2014 yılında dünyada AR-GE’ye en çok kaynak ayıran 5’inci, ilaç sektöründe ise 1’inci şirket oldu. şirket hem dünyada hem Türkiye’de büyümesini sürdürüyor. 2014 yılında Roche Grubu cirosu sabit kurlar bazında yüzde 5 artarak 47,5 milyar isviçre Frankı’na ulaştı. Grup bünyesindeki ilaç birimi satışları ise yüzde 4’lük büyüme oranı ile 36,7 milyar isviçre Frankı olarak gerçekleşti. Global Roche dünyası içinde Türkiye oldukça önemli. Roche Türkiye grubun dünyadaki en büyük 13’üncü pazarı. şirketi son bir yıldır italyan genel müdür Adriano Treve yönetiyor. Treve, Roche Türkiye’nin 2014’ü 700 milyon TL’nin üzerinde ciro ile kapattığını açıklıyor. 2015 yılında da tek haneli büyümeye devam edeceklerini ifade eden Treve, “Uzun dönemli hedeflerimiz arasında Türk hastalarının dünyadaki yenilikçi tedavi seçeneklerine mümkün olan en hızlı şekilde kavuşmalarını sağlamak bulunuyor” diyor.
Roche Türkiye 2005 yılından bu yana Türkiye’deki klinik çalışma sayısını da artırdı. Treve, yeni moleküllerle çalışmalara devam ettiklerini belirtiyor. 2010 yılından beri klinik çalışmalar için 40 milyon TL’nin üzerinde kaynak harcadıklarını söyleyen Treve, “Toplam 30 binin üstünde hasta ile 1.000 merkezde 300’ün üzerinde klinik çalışma gerçekleştirdik. 2014 yılında klinik çalışmalara 15 milyon TL yatırım yapıldı. Bu rakam Türkiye’deki klinik çalışmaların yüzde 20’sini oluşturuyor. 2015 yılı itibarıyla 57 klinik çalışmamız aktif olarak devam ediyor” diye açıklıyor. Önümüzdeki yıllarda onkoloji alanında heyecan verici gelişmeler beklediklerinin altını çizen Treve, “Bugün, onkoloji alanında kanser hastalı=ını en iyi anladı=ımız dönemdeyiz. Çünkü kanserin ardındaki bilimi çözmüş durumdayız. Dolayısıyla kanser tedavisindeki inovasyon hızla devam edecek. Burada hem monoterapiler hem kombinasyon tedaviler alanında gelişmeler bekliyoruz” diye konuşuyor.
“HEDEF DAHA FAZLA DE ĞER” Treve’nin dikkat çektiği bir diğer önemli gelişme bağışıklık sistemine ilişkin. Treve, kanser immünoterapisinin Roche’un temel odak alanlarından biri olduğunu söylüyor. Halihazırda 5 farklı kanser türüne yönelik 7 ilaç geliştirme aşamasında olduklarını dile getiren Treve şöyle devam ediyor: “Roche, tanı ve tedavi alanlarının iç içe geçtiği ve birbirini tamamladığı bir yaklaşımla kişiye özel tedavi alanına odaklanıyor. Aynı grup içinde hem diagnostik hem ilaç birimlerini barındırıyoruz. Bu birimlerin birlikte çalışarak yarattığı sinerji sayesinde kişiye özel tedavi alanında daha fazla değer yaratabiliyoruz.”
~
UĞUR GAZANKER / DOĞA KOLEJİ ESKİ CEO’SU
KARİYERİNİ ZİRVEDEYKEN BIRAKTI

Doğa Koleji’nin CEO’su Uğur Gazanker, sürpriz bir kararla görevinden ayrıldı. 2002 yılında kurucu genel müdür olarak göreve baAladığı Doğa Koleji’nde tam bir baAarı hikayesi yazan Gazanker’in kurumu nereden nereye taAıdığını en net rakamlar ifade ediyor. 2002 yılında bir 1 milyon TL sermaye, 1 kampüs, 20 çalışan ve 100 öğrenci ile yola çıkan Doğa Koleji, bugün 1 milyar TL ciro, 2 milyar TL’lik kurum değeri, 70 bin öğrenci ve 104 kampüse ulaşmış durumda. Sektörde açık ara lider olan Doğa Koleji, sadece Türkiye’de değil Avrupa’da da liderliği elinde tutuyor. 20 yıldır Doğa Koleji’nin patronu Fethi şimşek ile çalışan ve 13 yılda böylesi çarpıcı bir performansa imza atan Gazanker’in bu sürpriz ayrılığının nedenine gelince… Telefonda konuştuğumuz Gazanker, istifasının arkasında Fethi şimşek’le yaşanmış bir sorunun olmadığını belirtiyor. Biraz yıprandığını ve dinlenme ihtiyacı duyduğunu söylüyor ve hemen arkasından dikkat çekici bir gerekçe açıklıyor: “Ayrılık kararımın arkasında bir işi zirvede bırakma isteği var. En başarılı olduğum dönemde görevimi bırakıyorum. Bizden sonrakilere de yol vermek gerekiyor. Genelde bunu herkes söyler ama hayata geçirmez. Ben bu kararımla bunu söylemekle kalmayıp göstermiş oldum.” 20 şubat’ta görevi bırakan Gazanker, bu kararı almasının hiç kolay almadığının da altını çiziyor. “Kararımı 6 ay önce verdim. Zor bir karardı, ne benim ne Fethi Bey için kolay olmadı. Son 3 aydır da tüm toplantılara yardımcım Bünyamin Çelikten ile birlikte girdim. Böylelikle benden sonra göreve gelecek isim sistemli bir hazırlık süreci yaşamış oldu” diyor.
DİNLENECEĞİM” Son 13 yıldır hızlı büyüyen bir şirketin kaptanlığını yapan Gazanker, bu süreçte yorulup yıprandığını da itiraf ediyor. Bu nedenle iş hayatının bundan sonrasında yeniden profesyonel yöneticiliği düşünmüyor. Yola girişimci olarak devam etme kararında. Ama ilk etapta niyeti en az 3-4 ay dinlenmek. Aklında bol bol seyahat etmek de var. Gazanker, bundan sonrası için kendisine çizdiği kariyeri de şöyle paylaşıyor: “Planlarım var. Öncelikle biraz dinleneceğim. inşaat ve gayrimenkul sektörlerinde kendi yatırımlarımdan oluşan bir portföyüm var. Onları yoluna sokacağım. Farklı sektörlerde girişimci ve yatırımcı olarak iş yapar mıyım bakacağım. Ama profesyonel yöneticilik düşünmüyorum. Bu sıralar iş teklifi sunmak için arayanlar çok oluyor ama ilgilenmiyorum. Hele bu sektörde yöneticilik yapmayı hiç düşünmüyorum.” 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz