Kıbrıs'ı ilklerle tanıştırdı

17.03.2016 11:54:440
Paylaş Tweet Paylaş
Kıbrıs'ı ilklerle tanıştırdı

NİSA ERSOY/ELEXUS HOTEL İCRA KURULU BAŞKANI

Elexus Hotel, Kuzey Kıbrıs’ın en yeni otel yatırımı. Bu yıl ocak ayında faaliyete başlayan ve resmi açılışı mayıs ayında gerçekleşecek olan otel, toplam 200 milyon dolarlık bir yatırımla hayata geçti. ETS Tur’un ortağı ve AtlasGlobal’in yönetim kurulu başkanı Murat Ersoy ile eski parlamenter ve turizmci Mahmut Bozkurt’un ortak girişimi olan Elexus Hotel’in icra kurulu başkanlığında Ersoy’un eşi ve Bozkurt’un kızı Nisa Bozkurt Ersoy var.
Amerika’da ekonomi ve pazarlama yönetimi eğitimi alan Nisa Ersoy, Elexus’un Kıbrıs’ta turizm çeşitlenmesine büyük katkıda bulunacağını söylüyor. Casino turizmiyle ön plana çıkan ve ortalama konaklama süresi 2,5 gün olan bölgenin, kendi sundukları konseptlerle daha uzun konaklamalar için önemli bir alternatif haline geleceğini ifade ediyor.
ETS Tur’la sahip oldukları 25 yıllık deneyime dayanarak misafir beklentilerini çok iyi analiz edip harekete geçtiklerinin altını çizen Ersoy, “Elexus, casinosu, kongre merkezi, SPA’sı, çocuklu ailelere yönelik aqua parkı, eğlence alanları ve 1,3 kilometrelik özel plajıyla birçok ihtiyaca yanıt veriyor. Adanın ilk aqu parklı oteli biziz. Ayrıca 7 bin 500 metrekarelik casinomuzla Avrupa’nın en büyük casinosu bizim otelimizde” diyor.
Toplam 277 bin metrekare alan üzerine kurulu olan Elexus’ta 72’si süit olmak üzere toplam 650 oda yer alıyor. Hiç kongre merkezi olmayan adanın ilk kez Elexus’la bir kongre merkezine sahip olduğuna da dikkat çeken Ersoy, sözlerine şöyle devam ediyor: “5 bin metrekare kullanım alanında 2 bin 400 kişiyi aynı anda ağırlayabiliyoruz. Bu büyüklükle Türkiye’deki kongre merkezleri içinde de ilk üçe gireriz. Bu yıl gelirlerimizin yüzde 20’sini kongre gelirleri oluşturacak. Önümüzdeki dönemde ise bu gelirlerin yüzde 40’a ulaşacağını öngörüyoruz.”

Kuzey Kıbrıs’taki birçok otel yüzde 80 oranında Türk misafirlere hizmet veriyor. Adaya uygulanan yaptırımlar nedeniyle oluşan bu durumun bu yıl içinde değişmesini bekleyen Ersoy, bu gelişmenin yaratacağı etkiyi de şöyle anlatıyor: “Bu yıl Kuzey Kıbrıs’la ilgili farklı gelişmeler oluyor. Adaya hava trafiğinin açılacağını düşünüyoruz. Yakın zamanda uluslararası otel zincirleri de adaya girecek. Biz de kendi havayolu şirketimiz Atlas Global’le yurtdışından misafirlerimizi adaya getireceğiz. Rusya ve Avrupa pazarından misafirlerimiz olacak. Uçuştaki avantajımız nedeniyle daha çeşitli bir misafir portföyüne sahip olacağız.”

Elexus Hotel’e yaptıkları yatırımın 7 yılda geri dönmesini bekleyen Nisa Ersoy, önümüzdeki süreçte otel yatırımlarının süreceğini söylüyor. Özellikle şehir otelciliğiyle ilgilendiklerini,  İstanbul’da bir otel yatırımı yapacaklarını ifade ediyor.

ŞAMPİYON RALLİCİ
Nisa Ersoy aynı zamanda bir rallici. 2001-2005 yılları arasında profesyonel rallici olarak birçok yarışa katıldı. Türkiye’de kadınlarda ralli şampiyonu olduğu 2005 yılında bu sporu bıraktı. Her ne kadar artık yarışlara katılmasa da otomobil sporları Ersoy’un en büyük tutkusu. Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliğini yapıyor. Yönetim olarak hedeflerini şöyle paylaşıyor: “Son yıllarda bitkisel hayata geçen bu sporu canlandırmak için mücadele veriyoruz. Hem küsen sponsorları hem seyirciyi geri döndürmek istiyoruz. Bu yıl eylül-ekim gibi otomobil festivali düzenleyip bunu geleneksel hale getireceğiz. Yıl sonunda Antalya’da şampiyonlar şampiyonası düzenleyeceğiz. Formula 1’i de tekrar Türkiye’ye getirmek istiyoruz.”

BEL’İ 4 YILDA 4 KAT BÜYÜTTÜ

AYTEKİN YILDIZ/BEL TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ

Fransız Bel Group, 150 yıllık bir aile şirketi. Grubun dünya çapında 28 peynir üretim tesisi ve 31 ofisi var. 12 binin üzerinde çalışanıyla 120’den fazla ülkede 2,8 milyar Euro’luk bir ciroya sahip grup, 10 yıldır da Türkiye pazarında faaliyet gösteriyor.
La Vache qui rit, Karper, Piknik ve Kiri markaları ile Türkiye pazarında yer alan Bel, Çorlu’daki tesisinde gerçekleştirdiği üretiminin yüzde 60’ını da ihraç ediyor.
Türkiye’de Bel Group’un başındaki isim Aytekin Yıldız. Yıldız’ın şirketteki kariyer yolculuğu ise başarı hikayesi olarak tanımlanabilecek bir hikaye.

2009 yılında Bel Group’a Fransa merkez ofiste, global finansal kontrolörü olarak katılan Aytekin, 2010 yılında Türkiye’ye dönüş yaparak BEL Türkiye’nin finans, insan kaynakları, satın alma ve BT’den sorumlu CFO’luğunu üstlendi. Bu süreçte Bel Türkiye’nin yeniden yapılandırılmasında önemli rol oynadı. Şirketin tüm fonksiyonlarını ticari ve endüstriyel stratejilerini, organizasyonel yapılanmasını içeren 3 yıllık bu dönüşümün ardından şirket,  hedeflediği kâr ve büyüme rakamlarına ulaşınca Aytekin de Bel Türkiye ülke müdürü olarak terfi aldı. Bugün Türkiye’nin yanı sıra İsrail, Malta ve Kıbrıs’ın da genel müdürlüğünü üstlenen Yıldız, Bel Türkiye’nin son 4 yılda ihracat da dahil olmak üzere 4 kat büyüdüğünü söylüyor. Önümüzdeki 3 yıl içinde mevcut iç satışlarını yüzde 50 artırmayı planladıklarını açıklıyor. Bu büyümeyi nasıl gerçekleştireceklerini şöyle anlatıyor:

Bu yıl yine büyümeye odaklanıyor olacağız ve faaliyet gösterdiğimiz 4 ülkede rekabetçi stratejimiz sayesinde pazar payımızı artırmak için çalışmalarımıza ağırlık vereceğiz. Türkiye’den yönettiğimiz İsrail, Malta ve Kıbrıs’ın da dahil olduğu 4 ülkede; sürülebilir peynir pazarının en önemli oyuncularından birisi olmayı, pazara yenilikçi ürünleri, yüksek kaliteli ve eğlenceli ürünler sunarak, daha çok tüketiciyle buluşmayı hedefliyoruz.”
SEYAHAT TUTKUSU
Aytekin Yıldız, çalışma temposundan fırsat buldukça yüzmeye ya da salonda egzersiz yapmaya çalışıyor. Seyahat etmek en önemli tutkularından. Her fırsatta yeni ülkeler ve kültürler keşfetmeye çalıştığını belirten Yıldız, “Maalesef  geçmişte yaptığım yelken, tenis gibi aktivitelere zaman ayırmam mevcut iş tempomla artık mümkün olamıyor” diyor.

 
DİJİTALİN PAYINI YÜZDE 50’YE ÇIKARACAK

ASLAN SARANGA/DOMİNOS TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ

Dominos, 471 restoranı ve 510 milyon TL’lik cirosuyla Türkiye’de hızlı servis pizza pazarının açık ara lideri konumunda. Bu yıl Türkiye’deki 20’nci yılını kutlayan markanın, bu pozisyonda olmasını sağlayan en büyük etken ise 20 yıldır Dominos Türkiye Genel Müdürlüğünü yürüten Aslan Saranga.
Saranga, Dominos’un ilk kez 2001 krizinin ardından lider olduğunu belirtiyor. Krizi iyi değerlendirdiklerini, uygun fiyatlı ürünlerini kriz ortamında uygun fiyatlı buldukları restoranlarda tüketiciyle buluşturduklarını anlatıyor. Kendilerine kalıcı liderliği getiren süreci de şöyle paylaşıyor: “Krizde beyaz yaka da işsiz kalınca Dominos Pizza restoranları açarak sistemimize dahil oldu. 2003-2004 yılında 40 restoran olduk ve liderliği aldık. 2010 yılına kadar her yıl 30 restoran açıp yüzde 30 oranında büyüme temposuyla ilerledik. 2010’dan sonra her yıl 70 restoran açmaya başladık. Büyümemizi evlere servis pazarının hızı da etkiledi. 30 dakikada hızlı servisle öne çıktık. 2008 yılında 100 restorana ulaşınca ilk TV reklamını vermeye başladık. Böylece marka bilinirliğimiz ve ciromuz artmaya başladı. Bugün pazar payımız yüzde 45’ler seviyesinde.”

Toplam 61 ilde yer alan Dominos, sektörünün en yaygın markası. Ancak marka daha da büyüme peşinde. Saranga bunun için yeni bir strateji oluşturduklarını açıklıyor. Restoranda hizmetlerini artıracaklarını, daha çok kişiyi restoranda ağırlamaya başlayacaklarını söylüyor.

Dijitale de her zamankinden daha fazla önem vereceklerinin altını çiziyor. Saranga, önümüzdeki döneme ilişkin hedeflerini şöyle paylaşıyor: “Evlere servis talebinin yüzde 35’i dijital kanallardan siparişle geliyor. Şu anda hızlı servis pazarında en çok ziyaret edilen web sitesi bizim sitemiz. Dijitalin toplam satışlardaki yüzde 35 olan payını 2-3 yıl içinde yüzde 50’ye çıkarmak istiyoruz. Önümüzdeki 7-8 yılda restoran sayımızı da 1.000’e çıkaracağız.”

2016’DA 500 ŞUBEYİ GEÇECEĞİZ

Dominos Pizza Türkiye’nin 2016 ciro hedefi 600 milyon TL. 70 ülkede faaliyet gösteren Domino’s Pizza’lar içerisinde en hızlı büyüyen ilk beş operasyondan biri olan markanın gündeminde bu yıl en az 30 civarında yeni restoran açarak 500 şubeyi geçmek var.

 

DÜNYA LİDERLİĞİNE OYNUYOR
BORA İŞBULAN/TAV İŞLETME HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ

TAV İşletme Hizmetleri, TAV Havalimanları Holding bünyesinde havacılık dışı gelirleri yönetmek için 2004 yılında yapılandırılan bir şirket. TAV Primeclass ve buna bağlı olarak yaratılan sadakat programları TAV Passport, Primeclass Lounge Kart, şirketin ürünlerinden birkaçı. TAV tarafından işletilen tüm havalimanlarındaki reklam alanları ile kiralık alan tahsislerini de yine TAV İşletme Hizmetleri gerçekleştiriyor.

2015’i büyüme stratejileri doğrultusunda ‘yapılanma yılı’ olarak değerlendirdiklerini belirten TAV İşletme Hizmetleri Genel Müdürü Bora İşbulan, bu kapsamda neler yaptıklarını şöyle anlatıyor: “İş alanlarımızdan özel yolcu salonu işletmeciliği çerçevesinde THY ile çok önemli bir stratejik ortaklığa imza attık. THY’nin yurtdışında özel yolcu salonu işletmeciliğindeki çözüm ortağı olduk. Bu çerçevede ABD’de Washington Dulles havalimanında ve Kenya’nın başkenti Nairobi’de Jomo Kenyatta havalimanında yapımı devam eden yolcu salonlarımızda 2016’nın ilk yarısı itibarıyla THY’nin yolcularını ağırlamaya başlayacağız. Avrupa’da ise özel yolcu salonu işletmeciliğinde Air France – KLM stratejik ortağımız. Almanya’da 3 özel yolcu salonu işletiyoruz. Bu kapsamda Fransa’da ve İsviçre’de işbirliğine gidiyoruz.”
TAV Havalimanı İşletmeciliği’nin hedefi, dünyanın en büyük “lounge işletmecisi” olmak. 2017’nin sonuna kadar TAV Havalimanları dışındaki lounge sayılarını 40’a çıkaracaklarını belirten İşbulan, “TCDD ve İDO da açtığımız lounge’larla hava, deniz ve tren ulaşımında yani ulaşım ağının her noktasında misafirlerimize değer yaratacağız” diyor.
İşbulan, gelecek 5-10 yılda şirketi taşımak istediği noktayı da şöyle paylaşıyor: “Amacımız ayak izlerimizi Türkiye’de havalimanları dışına da taşımak. Yurtdışında ise ABD, Afrika, Avrupa ve de Ortadoğu’da havalimanlarında lounge yönetimi ve deneyim tasarımı konusunda önemli bir oyuncu olmak istiyoruz. Bu çerçevede şu an yılda 2,5 milyon yolcu olan özel yolcu salonu misafirimizi önümüzdeki 5 yıl içinde organik ve inorganik büyümeyle 15 milyona çıkaracağız. Şirket olarak, 2021 itibarıyla 200 milyon dolar gelir yaratan ve binden fazla çalışana istihdam sağlayan, teknolojik altyapısı çok güçlü, büyük bir CRM, reklam ve deneyim tasarlayan bir şirket olmayı planlıyoruz.”

TRABZONSPOR’DA YÖNETİCİ

Bora İşbulan’ın özel ilgi alanları, dalış ve kite sörf. İşbulan aynı zamanda iyi bir futbol ve basketbol taraftarı. Trabzonspor basketbol takımında yöneticilik de yapıyor. Sporun yönetim tarafında olmanın, bir camiayı temsil etmenin ve o camiaya hizmet ediyor olmanın keyfinin bambaşka olduğunu söylüyor. “Okumayı ve araştırmayı da çok seviyorum. İyi bir gözlemci olduğumu düşünüyorum. Konuk yazar olarak ara ara Food and Travel dergisinde gezi yazıları yazıyorum” diyor.

 

HEDEFTE BÜYÜK PROJELER VAR

ÖMER DERBAZLAR/BİRLEŞİK GAYRİMENKUL GELİŞTİRME VE İNŞAAT YÖNETİM KURULU ÜYESİ

Birleşik Gayrimenkul 3 yıl önce Güngör Çepni, Ömer Derbazlar ve Yakup Karagöz ortaklığında kuruldu. Şirketin ilk büyük yatırımı da Kadıköy’de Özelleştirme İdaresi tarafından Maliye Hazinesi’ne ait arazinin özelleştirilmesiyle hayata geçirilen Park Residences Cadde projesi. Bağdat Caddesi’ndeki dört yüksek katlı binanın yüzde 60’ını bütün haklarıyla satın aldıklarını belirten Birleşik Gayrimenkul Geliştirme ve İnşaat Yönetim Kurulu Ömer Derbazlar, “Park Residences Cadde, Bağdat Caddesi Göztepe’de, İstanbul Boğazı, tarihi yarımada, Adalar ve Marmara Denizi manzaralı bir proje. Projenin inşaatı tamamlandı ve taşınmaya hazır durumda” diyor.
Park Residences Cadde, 44 dönüm arazi içinde her biri 44 katlı dört binadan oluşuyor. 102 metrekare ile 690 metrekare arasında rezidanslardan oluşan projenin satış işlemleri geçtiğimiz yıl başladı. Derbazlar, 2018 sonunda tüm satışların tamamlanmasını planlıyor. “3 yıl içinde beklenilen satış gelirimizin 1,2 milyar TL olmasını tahmin ediyoruz” diye konuşuyor.
Birleşik Gayrimenkul, Park Residences Cadde’nin ardından daha büyük ölçekli projeleri hayata geçirmeyi hedefliyor. Şirketin ilgi alanında İstanbul içinde ve dışında katma değeri yüksek alanlarda proje geliştirmek var. Derbazlar, önümüzdeki dönem iş planlarını şöyle anlatıyor: “Arazi satın alma ve geliştirme ile katma değeri yüksek, merkezi lokasyonlarda kentsel dönüşüm projeleri düşünüyoruz. İstanbul’da merkezi lokasyon denilecek Nişantaşı, Taksim, Beşiktaş gibi yerlerde kentsel dönüşüme çok ihtiyaç var. Aynı zamanda daha büyük projeler yapmak için de geniş araziler satın alarak bu arazilerde katma değeri yüksek projeler yapmayı iş planımıza aldık.”

MORAL VEREN GELİŞME 

Seçimler, bölgesel savaş ve sıkıntılı politik süreçlerden geçmiş olmak gayrimenkul sektörünü negatif etkilese de yabancı yatırımcıların ilgisi sektörde moralleri yukarıda tutuyor. 2015’e göre 2016 yılından daha umutlu olduklarını belirten Derbazlar, sözlerine şöyle devam ediyor: “Hükümetimizin ekonomik büyümeyi sağlayacak teknik, hukuki ve diğer alanlarla ilgili iradesini ortaya koyup bunlarla ilgili çalışmaları başlatmış hatta sonlandırmış olması bize ümit veriyor. Savaşlara rağmen Ortadoğulu yatırımcılarla, Amerika’daki daha çok Türk kökenli yatırımcıların Türkiye’yi yatırım ve yaşamak için seçmesi bizim geleceğe olumlu bakmamızı sağlıyor.”

 

“YENİ KATEGORİLERE GİRECEĞİZ”

FURKAN ATAKAN/YENİ İNCİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI

İç giyim sektörünün köklü şirketlerinden Yeni İnci, son dönemde rotasını yurtdışına çevirdi. 2015 de şirketin özellikle ihracatta güçlendiği yıl oldu. Hiç fason üretim yapmadıklarının altını çizen Yeni İnci Yönetim Kurulu Başkanı Furkan Atakan, “Ortadoğu’da çok güçlendik. İran pazarında çok iyiyiz, Afrika yeni pazarımız, Mısır’dan da oldukça büyük talep alıyoruz. 2015 yılında 3,5 milyon adetlik bir satış rakamına ulaştık. Bunun yüzde 30’unu ihracat oluşturdu. Toplamda ise zor yılda bile yüzde 20 büyüdük” diyor.
Yeni İnci’ye büyümeyi getiren en önemli unsur ise ürün çeşitliliği ile fiyat politikası. 1.000’e yakın ürün çeşidine sahip olduklarını açıklayan Atakan sözlerine şöyle devam ediyor: “Ürün çeşitliliğimiz ve büyük bedendeki öncülüğümüzün büyüme performansımızda payı büyük. Kaliteyi ulaşılabilir rakamlara sunuyor olmamız da önemli. Fabrika yatırımımızla birlikte üretim gücümüzün artması ve ihracatta pazar çeşitlemesine gitmemiz de büyümemizi sürüklüyor.”

Yeni İnci bu yıl yüzde 10 büyümeyi hedefliyor. Ortadoğu’daki güçlerini pekiştirmeyi, ciroda ihracatın payını yüzde 50’ye çıkarmak istediklerini ifade eden Atakan, “Bununla birlikte en büyük hedefimiz Ortadoğu’daki gücümüzü Avrupa’ya da taşımak” diyor.
Şirket, önümüzdeki dönemde yeni pazarlar üzerinden büyümeye çalışırken yeni kategorilere de girecek. Atakan, bu konudaki planlarını da şöyle açıklıyor: “Büyük bedende tekel gibiyiz. Tek modelde 27 farklı bedenimiz mevcut. Saten çamaşır grubuna da giriyoruz. Çok yakında çorap da üreteceğiz. Uzun vadede planımız mayo üretimi yapmak. Ayrıca online satışa daha fazla ağırlık vermeyi ve bu kanalı yurtdışına açmayı planlıyoruz.”

10 BİN SATIŞ NOKTASINDA 

Son birkaç yılda birçok üretici marka, perakendeye girerek büyüdü. Ancak sektörünün en bilinen markalarından Yeni İnci, perakendeciliğe uzak durmayı tercih etti. Yeni İnci için kendi mağazalarını açmayı hiçbir zaman düşünmediklerini belirten Furkan Atakan, toplam 10 bin satış noktasından müşteriyle buluştuklarını, bu şekilde en zorlu dönemlerde bile markayı büyütmeyi başardıklarını söylüyor.

 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz