NİSA ERSOY/ELEXUS HOTEL İCRA KURULU BAŞKANI
Elexus Hotel, Kuzey Kıbrıs’ın en yeni otel yatırımı. Bu yıl
ocak ayında faaliyete başlayan ve resmi açılışı mayıs ayında gerçekleşecek olan
otel, toplam 200 milyon dolarlık bir yatırımla hayata geçti. ETS Tur’un ortağı
ve AtlasGlobal’in yönetim kurulu başkanı Murat Ersoy ile eski parlamenter ve
turizmci Mahmut Bozkurt’un ortak girişimi olan Elexus Hotel’in icra kurulu
başkanlığında Ersoy’un eşi ve Bozkurt’un kızı Nisa Bozkurt Ersoy var.
Amerika’da ekonomi ve pazarlama yönetimi eğitimi alan Nisa Ersoy, Elexus’un
Kıbrıs’ta turizm çeşitlenmesine büyük katkıda bulunacağını söylüyor. Casino
turizmiyle ön plana çıkan ve ortalama konaklama süresi 2,5 gün olan bölgenin,
kendi sundukları konseptlerle daha uzun konaklamalar için önemli bir alternatif
haline geleceğini ifade ediyor.
ETS Tur’la sahip oldukları 25 yıllık deneyime dayanarak misafir beklentilerini
çok iyi analiz edip harekete geçtiklerinin altını çizen Ersoy, “Elexus,
casinosu, kongre merkezi, SPA’sı, çocuklu ailelere yönelik aqua parkı, eğlence
alanları ve 1,3 kilometrelik özel plajıyla birçok ihtiyaca yanıt veriyor. Adanın
ilk aqu parklı oteli biziz. Ayrıca 7 bin 500 metrekarelik casinomuzla
Avrupa’nın en büyük casinosu bizim otelimizde” diyor.
Toplam 277 bin metrekare alan üzerine kurulu olan Elexus’ta 72’si süit olmak
üzere toplam 650 oda yer alıyor. Hiç kongre merkezi olmayan adanın ilk kez
Elexus’la bir kongre merkezine sahip olduğuna da dikkat çeken Ersoy, sözlerine
şöyle devam ediyor: “5 bin metrekare kullanım alanında 2 bin 400 kişiyi aynı
anda ağırlayabiliyoruz. Bu büyüklükle Türkiye’deki kongre merkezleri içinde de
ilk üçe gireriz. Bu yıl gelirlerimizin yüzde 20’sini kongre gelirleri
oluşturacak. Önümüzdeki dönemde ise bu gelirlerin yüzde 40’a ulaşacağını
öngörüyoruz.”
Kuzey Kıbrıs’taki birçok otel yüzde 80 oranında Türk
misafirlere hizmet veriyor. Adaya uygulanan yaptırımlar nedeniyle oluşan bu
durumun bu yıl içinde değişmesini bekleyen Ersoy, bu gelişmenin yaratacağı
etkiyi de şöyle anlatıyor: “Bu yıl Kuzey Kıbrıs’la ilgili farklı gelişmeler
oluyor. Adaya hava trafiğinin açılacağını düşünüyoruz. Yakın zamanda
uluslararası otel zincirleri de adaya girecek. Biz de kendi havayolu şirketimiz
Atlas Global’le yurtdışından misafirlerimizi adaya getireceğiz. Rusya ve Avrupa
pazarından misafirlerimiz olacak. Uçuştaki avantajımız nedeniyle daha çeşitli
bir misafir portföyüne sahip olacağız.”
Elexus Hotel’e yaptıkları yatırımın 7 yılda geri dönmesini
bekleyen Nisa Ersoy, önümüzdeki süreçte otel yatırımlarının süreceğini
söylüyor. Özellikle şehir otelciliğiyle ilgilendiklerini, İstanbul’da bir otel yatırımı yapacaklarını
ifade ediyor.
ŞAMPİYON RALLİCİ
Nisa Ersoy aynı zamanda bir rallici. 2001-2005 yılları arasında
profesyonel rallici olarak birçok yarışa katıldı. Türkiye’de kadınlarda ralli şampiyonu
olduğu 2005 yılında bu sporu bıraktı. Her ne kadar artık yarışlara katılmasa da
otomobil sporları Ersoy’un en büyük tutkusu. Türkiye Otomobil Sporları
Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliğini yapıyor. Yönetim olarak hedeflerini şöyle
paylaşıyor: “Son yıllarda bitkisel hayata geçen bu sporu canlandırmak için
mücadele veriyoruz. Hem küsen sponsorları hem seyirciyi geri döndürmek
istiyoruz. Bu yıl eylül-ekim gibi otomobil festivali düzenleyip bunu geleneksel
hale getireceğiz. Yıl sonunda Antalya’da şampiyonlar şampiyonası düzenleyeceğiz.
Formula 1’i de tekrar Türkiye’ye getirmek istiyoruz.”
BEL’İ 4 YILDA 4 KAT BÜYÜTTÜ
AYTEKİN
YILDIZ/BEL TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ
Fransız
Bel Group, 150 yıllık bir aile şirketi. Grubun dünya çapında 28 peynir
üretim tesisi ve 31 ofisi var. 12 binin üzerinde çalışanıyla 120’den fazla
ülkede 2,8 milyar Euro’luk bir ciroya sahip grup, 10 yıldır da Türkiye
pazarında faaliyet gösteriyor.
La Vache qui rit, Karper, Piknik ve Kiri markaları ile Türkiye pazarında yer
alan Bel, Çorlu’daki tesisinde gerçekleştirdiği üretiminin yüzde 60’ını da
ihraç ediyor.
Türkiye’de Bel Group’un başındaki isim Aytekin Yıldız. Yıldız’ın şirketteki
kariyer yolculuğu ise başarı hikayesi olarak tanımlanabilecek bir hikaye.
2009 yılında Bel Group’a Fransa merkez ofiste, global
finansal kontrolörü olarak katılan Aytekin, 2010 yılında Türkiye’ye dönüş
yaparak BEL Türkiye’nin finans, insan kaynakları, satın alma ve BT’den sorumlu
CFO’luğunu üstlendi. Bu süreçte Bel Türkiye’nin yeniden yapılandırılmasında
önemli rol oynadı. Şirketin tüm fonksiyonlarını ticari ve endüstriyel
stratejilerini, organizasyonel yapılanmasını içeren 3 yıllık bu dönüşümün
ardından şirket, hedeflediği kâr ve
büyüme rakamlarına ulaşınca Aytekin de Bel Türkiye ülke müdürü olarak terfi
aldı. Bugün Türkiye’nin yanı sıra İsrail, Malta ve Kıbrıs’ın da genel
müdürlüğünü üstlenen Yıldız, Bel
Türkiye’nin son 4 yılda ihracat da dahil olmak üzere 4 kat büyüdüğünü söylüyor.
Önümüzdeki 3 yıl içinde mevcut iç satışlarını yüzde 50 artırmayı
planladıklarını açıklıyor. Bu büyümeyi nasıl gerçekleştireceklerini şöyle
anlatıyor:
“Bu yıl yine büyümeye odaklanıyor olacağız ve faaliyet
gösterdiğimiz 4 ülkede rekabetçi stratejimiz sayesinde pazar payımızı artırmak
için çalışmalarımıza ağırlık vereceğiz. Türkiye’den yönettiğimiz İsrail,
Malta ve Kıbrıs’ın da dahil olduğu 4 ülkede; sürülebilir peynir pazarının en
önemli oyuncularından birisi olmayı, pazara yenilikçi ürünleri, yüksek kaliteli
ve eğlenceli ürünler sunarak, daha çok tüketiciyle buluşmayı hedefliyoruz.”
SEYAHAT TUTKUSU
Aytekin Yıldız, çalışma temposundan fırsat buldukça yüzmeye ya da salonda
egzersiz yapmaya çalışıyor. Seyahat etmek en önemli tutkularından. Her fırsatta
yeni ülkeler ve kültürler keşfetmeye çalıştığını belirten Yıldız,
“Maalesef geçmişte yaptığım yelken, tenis gibi aktivitelere zaman ayırmam
mevcut iş tempomla artık mümkün olamıyor” diyor.
DİJİTALİN
PAYINI YÜZDE 50’YE ÇIKARACAK
ASLAN
SARANGA/DOMİNOS TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ
Dominos, 471
restoranı ve 510 milyon TL’lik cirosuyla Türkiye’de hızlı servis pizza
pazarının açık ara lideri konumunda. Bu yıl Türkiye’deki 20’nci yılını kutlayan
markanın, bu pozisyonda olmasını sağlayan en büyük etken ise 20 yıldır Dominos
Türkiye Genel Müdürlüğünü yürüten Aslan Saranga.
Saranga, Dominos’un ilk kez 2001 krizinin ardından lider olduğunu belirtiyor.
Krizi iyi değerlendirdiklerini, uygun fiyatlı ürünlerini kriz ortamında uygun
fiyatlı buldukları restoranlarda tüketiciyle buluşturduklarını anlatıyor.
Kendilerine kalıcı liderliği getiren süreci de şöyle paylaşıyor: “Krizde beyaz
yaka da işsiz kalınca Dominos Pizza restoranları açarak sistemimize dahil oldu.
2003-2004 yılında 40 restoran olduk ve liderliği aldık. 2010 yılına kadar her
yıl 30 restoran açıp yüzde 30 oranında büyüme temposuyla ilerledik. 2010’dan
sonra her yıl 70 restoran açmaya başladık. Büyümemizi evlere servis pazarının
hızı da etkiledi. 30 dakikada hızlı servisle öne çıktık. 2008 yılında 100
restorana ulaşınca ilk TV reklamını vermeye başladık. Böylece marka
bilinirliğimiz ve ciromuz artmaya başladı. Bugün pazar payımız yüzde 45’ler
seviyesinde.”
Toplam 61
ilde yer alan Dominos, sektörünün en yaygın markası. Ancak marka daha da büyüme
peşinde. Saranga bunun için yeni bir strateji oluşturduklarını açıklıyor.
Restoranda hizmetlerini artıracaklarını, daha çok kişiyi restoranda ağırlamaya
başlayacaklarını söylüyor.
Dijitale
de her zamankinden daha fazla önem vereceklerinin altını çiziyor. Saranga,
önümüzdeki döneme ilişkin hedeflerini şöyle paylaşıyor: “Evlere servis
talebinin yüzde 35’i dijital kanallardan siparişle geliyor. Şu anda hızlı
servis pazarında en çok ziyaret edilen web sitesi bizim sitemiz. Dijitalin
toplam satışlardaki yüzde 35 olan payını 2-3 yıl içinde yüzde 50’ye çıkarmak
istiyoruz. Önümüzdeki 7-8 yılda restoran sayımızı da 1.000’e çıkaracağız.”
2016’DA
500 ŞUBEYİ GEÇECEĞİZ
Dominos
Pizza Türkiye’nin 2016 ciro hedefi 600 milyon TL. 70 ülkede faaliyet gösteren
Domino’s Pizza’lar içerisinde en hızlı büyüyen ilk beş operasyondan biri olan
markanın gündeminde bu yıl en az 30 civarında yeni restoran açarak 500 şubeyi
geçmek var.
DÜNYA LİDERLİĞİNE OYNUYOR
BORA İŞBULAN/TAV İŞLETME HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ
TAV İşletme Hizmetleri, TAV Havalimanları Holding
bünyesinde havacılık dışı gelirleri yönetmek için 2004 yılında yapılandırılan
bir şirket. TAV Primeclass ve buna bağlı olarak yaratılan sadakat
programları TAV Passport, Primeclass Lounge Kart, şirketin ürünlerinden
birkaçı. TAV tarafından işletilen tüm havalimanlarındaki reklam alanları ile
kiralık alan tahsislerini de yine TAV İşletme Hizmetleri gerçekleştiriyor.
2015’i
büyüme stratejileri doğrultusunda ‘yapılanma yılı’ olarak değerlendirdiklerini
belirten TAV İşletme Hizmetleri Genel Müdürü Bora İşbulan, bu kapsamda neler
yaptıklarını şöyle anlatıyor: “İş alanlarımızdan özel yolcu salonu
işletmeciliği çerçevesinde THY ile çok önemli bir stratejik ortaklığa imza
attık. THY’nin yurtdışında özel yolcu salonu işletmeciliğindeki çözüm ortağı
olduk. Bu çerçevede ABD’de Washington Dulles havalimanında ve
Kenya’nın başkenti Nairobi’de Jomo Kenyatta havalimanında yapımı devam eden
yolcu salonlarımızda 2016’nın ilk yarısı itibarıyla THY’nin yolcularını
ağırlamaya başlayacağız. Avrupa’da ise özel yolcu salonu işletmeciliğinde Air
France – KLM stratejik ortağımız. Almanya’da 3 özel yolcu salonu işletiyoruz.
Bu kapsamda Fransa’da ve İsviçre’de işbirliğine gidiyoruz.”
TAV Havalimanı İşletmeciliği’nin hedefi, dünyanın en büyük “lounge işletmecisi”
olmak. 2017’nin sonuna kadar TAV Havalimanları dışındaki lounge sayılarını 40’a
çıkaracaklarını belirten İşbulan, “TCDD ve İDO da açtığımız lounge’larla hava, deniz
ve tren ulaşımında yani ulaşım ağının her noktasında misafirlerimize değer
yaratacağız” diyor.
İşbulan, gelecek 5-10 yılda şirketi taşımak istediği noktayı da şöyle
paylaşıyor: “Amacımız ayak izlerimizi Türkiye’de havalimanları dışına da
taşımak. Yurtdışında ise ABD, Afrika, Avrupa ve de Ortadoğu’da havalimanlarında
lounge yönetimi ve deneyim tasarımı konusunda önemli bir oyuncu olmak
istiyoruz. Bu çerçevede şu an yılda 2,5 milyon yolcu olan özel yolcu salonu
misafirimizi önümüzdeki 5 yıl içinde organik ve inorganik büyümeyle 15 milyona
çıkaracağız. Şirket olarak, 2021 itibarıyla 200 milyon dolar gelir yaratan ve
binden fazla çalışana istihdam sağlayan, teknolojik altyapısı çok güçlü, büyük
bir CRM, reklam ve deneyim tasarlayan bir şirket olmayı planlıyoruz.”
TRABZONSPOR’DA
YÖNETİCİ
Bora İşbulan’ın
özel ilgi alanları, dalış ve kite sörf. İşbulan aynı zamanda iyi bir futbol ve
basketbol taraftarı. Trabzonspor basketbol takımında yöneticilik de yapıyor. Sporun
yönetim tarafında olmanın, bir camiayı temsil etmenin ve o camiaya hizmet
ediyor olmanın keyfinin bambaşka olduğunu söylüyor. “Okumayı ve araştırmayı da
çok seviyorum. İyi bir gözlemci olduğumu düşünüyorum. Konuk yazar olarak ara
ara Food and Travel dergisinde gezi yazıları yazıyorum” diyor.
HEDEFTE
BÜYÜK PROJELER VAR
ÖMER
DERBAZLAR/BİRLEŞİK GAYRİMENKUL GELİŞTİRME VE İNŞAAT YÖNETİM KURULU ÜYESİ
Birleşik
Gayrimenkul 3 yıl önce Güngör Çepni, Ömer Derbazlar ve Yakup Karagöz
ortaklığında kuruldu. Şirketin ilk büyük yatırımı da Kadıköy’de Özelleştirme
İdaresi tarafından Maliye Hazinesi’ne ait arazinin özelleştirilmesiyle hayata
geçirilen Park Residences Cadde projesi. Bağdat Caddesi’ndeki dört yüksek katlı
binanın yüzde 60’ını bütün haklarıyla satın aldıklarını belirten Birleşik
Gayrimenkul Geliştirme ve İnşaat Yönetim Kurulu Ömer Derbazlar, “Park
Residences Cadde, Bağdat Caddesi Göztepe’de, İstanbul Boğazı, tarihi yarımada,
Adalar ve Marmara Denizi manzaralı bir proje. Projenin inşaatı tamamlandı ve
taşınmaya hazır durumda” diyor.
Park Residences Cadde, 44 dönüm arazi içinde her biri 44 katlı dört binadan
oluşuyor. 102 metrekare ile 690 metrekare arasında rezidanslardan oluşan projenin
satış işlemleri geçtiğimiz yıl başladı. Derbazlar, 2018 sonunda tüm satışların
tamamlanmasını planlıyor. “3 yıl içinde beklenilen satış gelirimizin 1,2 milyar
TL olmasını tahmin ediyoruz” diye konuşuyor.
Birleşik Gayrimenkul, Park Residences Cadde’nin ardından daha büyük ölçekli
projeleri hayata geçirmeyi hedefliyor. Şirketin ilgi alanında İstanbul içinde
ve dışında katma değeri yüksek alanlarda proje geliştirmek var. Derbazlar, önümüzdeki
dönem iş planlarını şöyle anlatıyor: “Arazi satın alma ve geliştirme ile katma
değeri yüksek, merkezi lokasyonlarda kentsel dönüşüm projeleri düşünüyoruz.
İstanbul’da merkezi lokasyon denilecek Nişantaşı, Taksim, Beşiktaş gibi
yerlerde kentsel dönüşüme çok ihtiyaç var. Aynı zamanda daha büyük projeler
yapmak için de geniş araziler satın alarak bu arazilerde katma değeri yüksek
projeler yapmayı iş planımıza aldık.”
MORAL VEREN GELİŞME
Seçimler, bölgesel savaş ve sıkıntılı politik süreçlerden
geçmiş olmak gayrimenkul sektörünü negatif etkilese de yabancı yatırımcıların
ilgisi sektörde moralleri yukarıda tutuyor. 2015’e göre 2016 yılından daha
umutlu olduklarını belirten Derbazlar, sözlerine şöyle devam ediyor: “Hükümetimizin
ekonomik büyümeyi sağlayacak teknik, hukuki ve diğer alanlarla ilgili iradesini
ortaya koyup bunlarla ilgili çalışmaları başlatmış hatta sonlandırmış olması
bize ümit veriyor. Savaşlara rağmen Ortadoğulu yatırımcılarla, Amerika’daki
daha çok Türk kökenli yatırımcıların Türkiye’yi yatırım ve yaşamak için seçmesi
bizim geleceğe olumlu bakmamızı sağlıyor.”
“YENİ KATEGORİLERE GİRECEĞİZ”
FURKAN ATAKAN/YENİ İNCİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI
İç giyim sektörünün köklü şirketlerinden Yeni İnci, son
dönemde rotasını yurtdışına çevirdi. 2015 de şirketin özellikle
ihracatta güçlendiği yıl oldu. Hiç fason üretim yapmadıklarının altını çizen
Yeni İnci Yönetim Kurulu Başkanı Furkan Atakan, “Ortadoğu’da çok güçlendik.
İran pazarında çok iyiyiz, Afrika yeni pazarımız, Mısır’dan da oldukça büyük
talep alıyoruz. 2015 yılında 3,5 milyon adetlik bir satış rakamına ulaştık.
Bunun yüzde 30’unu ihracat oluşturdu. Toplamda ise zor yılda bile yüzde 20
büyüdük” diyor.
Yeni İnci’ye büyümeyi getiren en önemli unsur ise ürün çeşitliliği ile fiyat
politikası. 1.000’e yakın ürün çeşidine sahip olduklarını açıklayan Atakan
sözlerine şöyle devam ediyor: “Ürün çeşitliliğimiz ve büyük bedendeki
öncülüğümüzün büyüme performansımızda payı büyük. Kaliteyi ulaşılabilir
rakamlara sunuyor olmamız da önemli. Fabrika yatırımımızla birlikte üretim gücümüzün
artması ve ihracatta pazar çeşitlemesine gitmemiz de büyümemizi sürüklüyor.”
Yeni İnci
bu yıl yüzde 10 büyümeyi hedefliyor. Ortadoğu’daki güçlerini pekiştirmeyi,
ciroda ihracatın payını yüzde 50’ye çıkarmak istediklerini ifade eden Atakan,
“Bununla birlikte en büyük hedefimiz Ortadoğu’daki gücümüzü Avrupa’ya da
taşımak” diyor.
Şirket, önümüzdeki dönemde yeni pazarlar üzerinden büyümeye çalışırken yeni kategorilere
de girecek. Atakan, bu konudaki planlarını da şöyle açıklıyor: “Büyük bedende
tekel gibiyiz. Tek modelde 27 farklı bedenimiz mevcut. Saten çamaşır grubuna da
giriyoruz. Çok yakında çorap da üreteceğiz. Uzun vadede planımız mayo üretimi
yapmak. Ayrıca online satışa daha fazla ağırlık vermeyi ve bu kanalı yurtdışına
açmayı planlıyoruz.”
10 BİN SATIŞ NOKTASINDA
Son
birkaç yılda birçok üretici marka, perakendeye girerek büyüdü. Ancak sektörünün
en bilinen markalarından Yeni İnci, perakendeciliğe uzak durmayı tercih etti.
Yeni İnci için kendi mağazalarını açmayı hiçbir zaman düşünmediklerini belirten
Furkan Atakan, toplam 10 bin satış noktasından
müşteriyle buluştuklarını, bu şekilde en zorlu dönemlerde bile markayı
büyütmeyi başardıklarını söylüyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?