Musul'un uzun ömür formülü

3.02.2016 15:44:000
Paylaş Tweet Paylaş
Musul'un uzun ömür formülü
AHMET MUSUL / EKOL LOJİSTİK YÖNETİM KURULU BAŞKANI
Ahmet Musul, Ekol Lojistik’i 1990 yılında tam anlamıyla “sıfırdan” kurdu. İlk taşıma aracını ise 1994’te aldı. Lojistik sektöründe filo yatırımı düşünmezken o günden bugüne 3 bin treylerin üzerinde bir araç parkuruna ulaştı. Şirketin sadece 4 yıl önceki araç sayısı ise 400’dü. Filosunu 4 yılda 7 kat büyüten Ekol Lojistik, bugün ciroda da Türkiye’nin en büyük lojistik şirketi. Avrupa’da ise sadece kendi filosunu kullanarak en geniş ağda taşıma yapan en büyük şirket konumunda. Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul’un önünde titizlikle hayata geçirdiği bir büyüme planı var. Musul, öncelikle filoyu 3 yılda 10 bin treylerin üzerine çıkarmayı hedeflediklerini söylüyor. Sadece treyler için 250 milyon Euro ve bin adet çekici için de 100 milyon Euro yatırım yapacağını belirtiyor. Şirketini Avrupa ve yakın coğrafyada büyütmeye odaklanan Musul, 2015’i 500 milyon Euro ciroyla kapatacağını öngörüyor. Ekol Lojistik, şu an cirosunun yüzde 20’sini yurtdışından, 13 ülkedeki faaliyetlerinden elde ediyor. Yakın zamandaki hedefi ise 30’u aşkın ülkede operasyon yaparak 5 yılda cirosunun yüzde 70’ini yurtdışından elde etmek. Yurtdışına odaklanan şirketin yakın markajındaki ülkelerden biri de İran. Avrupa ile İran arasında taşımacılıkta akla gelen ilk şirket olmak istediklerini belirten Ahmet Musul, şöyle anlatıyor: “Geçen ay İran’ı ziyaret ettim. Bu ziyaretin ardından hedefleri büyüttüm. İran’da hem taşımacılık hem depolama ve dağıtım hem de entegre lojistikte en büyük çözüm ortağı olmayı hedefliyoruz. Ekol İran’ın kuruluşunu 2016’nın ilk çeyreğinde tamamlayacağız. Önemli olan büyümek değil hazmedebileceğimiz bir yapı kurup yönetebileceğimiz kadar büyümek. İran’da çok fazla ertelenmiş talep var. Ne kadar büyümek isterseniz o kadar büyüyebilirsiniz. Oradaki fırsatları kaçırmamak için hızlı hareket etmek gerekiyor. İranlılar da Türklere sempatiyle yaklaşıyor. Onlarla çok iyi ticari partner olabiliriz.” Musul, ayrıca Yalova’da kurulan Ro-Ro terminalinin 2016’nın ilk yarısında faaliyete geçeceğini ifade ediyor. “40 milyon Euro’luk bu yatırımla Haydarpaşa’yı kullanan 100 bin araç artık İstanbul trafiğine girmeyecek” diyen Musul şöyle devam ediyor: “Avrupa yakasından gelen araçları Ambarlı’dan Topçular’a, Anadolu yakasından gelenleri ise Eskihisar’dan Topçular’a taşıyacağız.”
“ŞİRKETİMİ, BIRAKACAĞIM”
Lojistikte Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük şirketlerinden birini yaratan Musul, şirketin geleceğiyle ilgili aldığı çok önemli bir kararını şöyle açıklıyor: “Kariyerimi 2020’de sonlandırıp dünyadaki bakıma muhtaç hayvanlar için İznik’te bir doğal yaşam parkı kuracağım. Bunu yapmadan önce şirketimi, şirkete bırakacağım. Bakanlığa hisseleri devretmek için başvuru yaptım. 2017’de ya da 2018’de elde edilen kârın 3’te 1’ini çalışan ve yöneticilerin alacağı geri kalanın sermaye olarak kullanılacağı sonsuza kadar sürecek bir şirket hayal ediyorum. Hisselerin bir bölümü halka açılacak geri kalanı şirkete devredilecek. Böylece Ekol uzun ömürlü şirketlerden olacak.”

ENDER ÇOLAK / BAYMAK GENEL MÜDÜRÜ
DARALAN PAZARDA NASIL BÜYÜDÜ?

Isıtma sektöründe 46 yıldır faaliyet gösteren Baymak’ta son birkaç yılda radikal değişimler yaşandı. Bu değişimi başlatan ise 2013 yılında şirketin sektöründe Avrupa’nın ilk 3 büyük oyuncusu arasında yer alan Hollandalı BDR Thermea tarafından satın alınması oldu. Satışın ardından şirkette bir yenilenme ve yatırım hareketinin başladığını belirten Baymak Genel Müdürü Ender Çolak, bu süreçte neler yaptıklarını şöyle anlatıyor: “Öncelikle üretim tesislerimizi modernize ettik. İç pazarda bayi kanalımızı yeniden ele alıp sürdürülebilir bir yapıya kavuşturduk. Yeni mağaza konseptlerimiz ve yeni bayi destek programlarımız bize ilave bayiler kazandırmaya başladı. Bayi kanalımıza bu dönemde 212 yeni nokta ekleyerek sayımızı 800’lere çıkardık. Geçen yıl 10 yeni ürünü tüketicilerle buluşturduk. Ülkemizin en büyük e-ticaret şirketleriyle bu yıl çok aktif olarak çalışmaya başladık ve açıkçası beklemediğimiz büyümeyi yakaladık. İhracat yaptığımız ülke sayısını 2 yılda 50’den 70’e yükselttik. Tüm yapılan bu çalışmalar sonrasında Baymak 2 milyar dolar cirolu Thermea’nın en büyük 3 şirketi arasına girdi.” Pazarın daraldığı 2014 yılında yüzde 8 büyüyen Baymak, siyasi belirsizliklerin damga vurduğu 2015 yılını ise yüzde 10’luk bir büyümeyle kapatmaya hazırlanıyor. Büyüme odaklı olan ve bunu sürdürülebilir kılmak isteyen şirketin yeni bir yol haritası da var. Çolak, yenilenebilir enerji, enerji verimli ürünler ve hibrid ürünlerde büyümeyi planladıklarını söylüyor. “Hedefimiz 2017 yılı sonunda ülkemize yüksek teknolojili yeni yatırımlar kazandırmak. Avrupa’nın ısıtma ve yenilenebilir enerji alanında üretim ve teknoloji üssü olmayı istiyoruz. Tabii ki sadece iç pazarda değil, ihracatta da hızlı bir büyüme planımız var. 2017 yılı sonuna kadar ihracatın cirodan aldığı pay yüzde 25’e, 2023 yılında da yüzde 50’ye çıkacak. Baymak’ı 2023 yılında dünyanın ısıtma sektöründeki ilk 10 arkasından biri yapma konusunda kararlıyız” diye konuşuyor.
“YENİ YERLER KEŞFETMEYİ SEVİYORUM”
Beşiktaş Spor Kulübü’nün Ender Çolak’ın hayatında önemli bir yeri var. Camiaya bir şekilde yararlı olmaya çalıştığını belirten Çolak, “Dünyanın tüm siyah-beyaz renkli takımları da benim hobim. En çok keyif aldığım aktivitelerden birisi de yeni yerler keşfetmek: Bazen İstanbul’da eski bir sokak, bazen Anadolu’da bir köy, bazen Amerika’da çöl yaşamı...
Yeter ki farklı olsun” diyor.

REFİA JALE ILICAK / RÖNESANS EĞİTİM VAKFI YÖNETİM KURULU BAŞKANI
EN BÜYÜK AMACI GENÇLERE UMUT OLMAK

Rönesans Eğitim Vakfı (REV), gençlere, eğitim başta olmak üzere sosyal ve kültürel destek vermek amacıyla, 2009 yılında kuruldu. Vakfın başında ise Refia Jale Ilıcak var. Eğitimin bir ülkenin kalkınmasında en önemli noktada durduğunu belirten Ilıcak, bu konuda kamu ve eğitim kuruluşlarına olduğu kadar özel sektöre de büyük görevler düştüğü bilinciyle hareket ettiklerini söylüyor. “Rönesans Holding olarak, bu sorumluluk ışığında, gençlerin kendi güçlerinin farkında olmalarını sağlamak ve onlara umut olabilmek en büyük amacımız. Buna yönelik olarak REV çatısı altında eğitim ve yardım programlarını yaşama geçirdik” diyor. REV’in faaliyet alanlarının başında ülke genelindeki üniversitelerin lisans bölümlerinde okuyan öğrencilere sunulan karşılıksız REV Burs Programı geliyor. Bugüne kadar 4 bin 500’ün üzerinde öğrenciye, üniversite öğrenim süreleri boyunca karşılıksız burs veren REV, bu yıl ise bursiyer sayısını 2 bin olarak hedefliyor. Bursların dışında vakıf, çeşitli illerde okul ve idare binaları inşa ederek eğitim kurumlarına bağışlıyor. Bugüne kadar yaptıkları en önemli çalışmalardan birinin Rönesans Holding ve Rönesans Eğitim Vakfı tarafından Türk Eğitim Derneği işbirliğiyle kurulan TED Rönesans Koleji olduğunu belirten Ilıcak, “2014 2015 eğitim öğretim yılında İstanbul Küçükyalı’da faaliyete geçen okulumuz, bugün TED dünyası ve eğitim sektörünün en prestijli kuruluşları arasına girdi” diye konuşuyor. Bu yıl REV çalışmalarına farklı bir kırılma noktası da ekledi. Faaliyetlerini burs vermenin ötesine taşımak için REV Akademi’yi kurdu. Bursiyerlerinin çok yönlü gelişimlerini sürdürmelerine katkı sağlamak için de REV Kişisel Gelişim Programı’nı oluşturdu.
“YENİ PROJEMİZ YOLDA”
Ancak vakfın çalışmaları bunlarla da bitmiyor. REV olarak gençlerin sorunları için çözüm önerilerinin oluşmasında sürecin baş aktörleri arasında yer almayı hedeflediklerini belirten Ilıcak şunları söylüyor: “Bunun için 2016’da planladığımız ve Rönesans Gençlik Projesi adını taşıyan yeni bir projemiz daha bulunuyor. Taslak aşamasındaki bu projeyle amacımız, bilimsel, kültürel ve toplumsal çalışmalar yoluyla gençlerin sorunlarının çözümüne katkıda bulunmak. Bu amaçla konuyla ilgili uzmanlığı olan STK ve üniversitelerle işbirliği yapmayı planlıyoruz. İşe tüm Türkiye’yi kapsayan büyük bir araştırmayla başlayacağız. Yapılacak bu araştırmayla gençlik sorununa ilişkin bilgi üretmeyi, STK’lar, akademisyenler ve karar vericiler tarafından referans verilecek temel bir doküman ortaya koymayı planlıyoruz. Bu çalışmanın gençlerin esas sorunlarının ortaya konulması ve çözüm üretilmesinde çok önemli bir rol üstleneceği kanısındayız.”

AYKUT COŞKAN / TEPE HOME GENEL MÜDÜRÜ
E-TİCARET, MARKAYA TALEBİ ARTIRACAK

Tepe Mobilya 150 milyon TL’ye varan cirosu, 24 ilde 32 satış noktası ve yaklaşık 900 çalışanıyla 35 bin oyuncunun yer aldığı mobilya sektöründe ilk 10 büyük oyuncu arasında yer alıyor. Son dönemde birçok şirketin yaşadığı online açılımı Tepe Mobilya da yaşadı. Şirket bu yıl kasım ayı itibarıyla online satışa geçti. Türkiye’de nüfusun yüzde 47’sinin internet kullandığına ve bunun en az 10 milyonunun internetten bir kez satın alma gerçekleştirdiğine dikkat çeken Tepe Mobilya Genel Müdürü Aykut Coşkan, Tepe Home tüketicisinin de internetten alışveriş yapma konusunda istekli olduğunu söylüyor. “Bu yönde giderek artan bir taleple karşı karşıyaydık. Tepe Home gibi çok beğenilen ve kategori mağazacılığında gerçekten çok geniş bir ürün yelpazesine sahip olan markamızın artık e-ticaret kanalından tüketiciye erişim sağlaması gerektiğini düşünerek yola çıktık” diye konuşuyor. Tepe Home gelecek 10 yılda cirosunun yüzde 10’unu online satış kanalı üzerinden gerçekleştirmeyi hedefliyor. Online kanalın ilk 5 yılda en çok iş yapan mağazalar arasında 5’inci mağaza, 10 yılın sonunda ise ilk 3’te yer alan mağaza seviyesinde olması bekleniyor. Coşkan, online’daki çalışmalarının mağaza açma performanslarını ise olumsuz yönde etkilemeyeceği görüşünde… E ticaret arayüzlerinin daha çok bilinirliği, müşteri erişimini ve marka beğenisini tetikleyecek bir platform yaratacağı için markaya olan talebi artıracağını dile getiriyor ve ekliyor: “Bu durum bizi daha çok noktada varlığımızı yaymak isteyeceğimiz bir yere götürebilir. Neticede özellikle büyük taşınmaz gruplarda tüketici ürünü online’da beğenip ‘tıkla ve topla’ metoduyla ya da fiziki satış noktasından alımı tercih edebilir. Dolayısıyla ticaretin fiziksel mağaza ve online mağaza kombinasyonuyla birlikte büyümesi gerektiğini düşünüyor ve inanıyoruz. Online işlem hacmi arttıkça, fiziksel mağazalarımızın performansının da artmasını bekliyoruz.”
“YENİ YOL HARİTAMIZ HAZIR”
Bu yıl Tepe Home hem ticari hem organizasyon anlamında 2020 vizyon ve stratejilerini belirledi. Şirket, stratejilerini belirlerken marka konumunu ve büyüme modelini de netleştirip bu doğrultuda yeni yol haritasını oluşturdu. Coşkan, 2020 vizyonları doğrultusunda Türkiye coğrafyasında
ilk 3 büyük marka arasında yer almayı istediklerini söylüyor.

ALP SAUL / PRONET YÖNETİM KURULU BAŞKANI
AVRUPA'DA İLK 3'E GİRECEĞİZ

Alp Saul, Pronet’i bundan 21 yıl önce iki ortağıyla birlikte kurdu. Üç ortağın güvenlik sektörüne yönelik ürettikleri çözümlerle Pronet, sektörünün en önemli şirketlerinden biri oldu. 2012 yılında da şirket, Avrupa’nın önde gelen girişim sermayesi şirketlerinden Cinven’in yatırım desteğini alarak daha da güçlendi. Bugün Pronet olarak pazar paylarının yüzde 60 civarında olduğunu belirten Pronet Yönetim Kurulu Başkanı Alp Saul, önümüzdeki birkaç yıl içinde yurtdışına açılarak uluslararası pazarda da büyük bir güç olmayı hedeflediklerini söylüyor. “Avrupa’da ilk üçe girme hedefimiz var. Bu doğrultuda bu yıl altyapı olarak hazırlıkları tamamladığımız ve büyümeye devam ettiğimiz bir yıl oldu” diyor. Pronet büyürken teknolojiyle kol kola yürüyor. Bu alanda son dönemde en çok odaklandığı ürünü de Pronet Plus. Büyümenin formülünün daha önce örneği olmayan bir hizmeti sahiplenmekle ve kendi sektörüyle ilgili uzun vadeli yatırımlara ağırlık vermekl  mümkün olduğunu dile getiren Saul, “Güvenlik sektörü teknolojiyle kol kola yürüyen bir sektör. Bu alanda bizi farklılaştıran en önemli hamlemiz Pronet Plus ile oldu. İnteraktif güvenlik ve görüntüleme sistemleri, akıllı ev çözümleri ve enerji yönetimini içeren yeni Pronet Plus ürünümüzle güvenlikte çıtayı bir üst seviyeye taşıdık. App Store ya da Google Play üzerinden akıllı cihazlarına Pronet Plus’ı yükleyen tüm kullanıcılarımıza, diledikleri an ve her yerden evlerini veya iş yerlerini kontrol etme imkanı sunuyoruz. Bunun yanı sıra Akıllı Ev Çözümleri ile abonelerimize kombi gibi cihazları uzaktan açma-kapama ve gerekli ayarları yapabilme konforu sunmaya başladık. Pronet Plus’ın bu özelliklerinin yanı sıra yine 2015 yılının sonlarına doğru hizmete girecek olan Enerji Yönetimi Hizmetleri ise kullanıcıya, evinin ısı derecesini dilediği gibi ayarlamaya, elektrik ve doğalgaz tüketimini kontrol etmeye, böylece enerji tasarrufu sağlamaya da olanak tanıyacak” diyor.
“HAYATIMIN TUTKUSU”
Alp Saul, 4 yaşından beri her yıl düzenli kayak yapıyor. Kayak için, “Hayatımın en büyük tutkusu. Son 10 yıldır da düzenli olarak arkadaşlarımla 1 hafta dünyanın çeşitli yerlerinde helikopter kayağı yapıyoruz” diye anlatıyor.

E.RUHİ MOLAY / MOPAK GENEL MÜDÜRÜ
BU YIL BÜYÜME REKORU KIRDIK

Türkiye’nin en köklü ambalaj şirketlerinden olan Mopak, 1926 yılında İzmir’de Mehmet Ali Molay tarafından basımevi olarak kuruldu. 1930’da ikinci kuşak E. Ruhi Molay ise şirketi ambalaj sektörüne taşıdı. Bugün şirketin başında dördüncü kuşak E. Ruhi Molay var. Molay’ın yönetiminde Mopak, kırtasiye, ambalaj ve özel kağıt sektörüne hizmet veren sektörünün lider şirketi konumunda. Yıllık 200 bin tonluk üretim kapasitesine sahip olduklarını ve üretimlerinin yüzde 40’ını ihraç ettiklerini açıklayan Mopak Genel Müdürü E. Ruhi Molay, “36 ülkeye ihracat yapıyoruz. Ürün bazında sektörümüzde tüm dünyada toplamda 50’den fazla oyuncu bulunuyor. Geniş portföyümüz sebebiyle birebir rakibimiz yok. Rakiplerimizin üretemediği ürünleri üretebildiğimiz için ve yüksek kalitemiz nedeniyle rekabet konusunda avantajlı bir şirketiz” diyor. Molay’a göre bu yıl Mopak’ın değişim yılı. 2015’in, süreçlerini üretim teknolojilerini, işe yaklaşım tarzlarını değiştirdiklerini bir yıl olduğunu belirten Molay, “Bu yıl yüzde 60 büyümeyle rekor kırdık. Bizim açımızdan en önemli gelişmeler, modern insan kaynaklarını oluşturmak, aktif bir pazarlama ağı kurmak ve üretim teknolojimizde yapmış olduğumuz büyük değişiklikler oldu. 2016 hedefimiz aynı büyüme oranını korumak” diye konuşuyor. Mopak’ın 2018 hedefi ise üretimini yıllık 300 bin tona çıkarmak ve 600 bin TL ciroyla en büyük 500 şirket arasında ilk 150’ye girmek. Molay, bu büyüklüğe nasıl ulaşacaklarını da şöyle açıklıyor: “Bize büyümeyi getirecek ana konular; ambalaj sektöründe Türkiye’de üretilemeyen ürünleri üretmek, yenilebilir enerji yatırımlarımız ve kırtasiye sektöründe gireceğimiz yeni ürün kanalları olacak.”
ENGELLİ ATLAMA YAPIYOR
E. Ruhi Molay’ın iş dışı en önemli ilgi alanı binicilik sporunun engelli atlama dalı. Uzun yıllar binicilik yaptığını belirten Molay, birçok yarışmaya katıldığını anlatıyor. “Zaman buldukça bu spora devam ediyorum. Ancak benim en büyük hobim her zaman için sporun herhangi bir dalı oldu. Neredeyse her gün spor yapmayı alışkanlık haline getirmiş durumdayım” diyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz