MURAT KOLBAŞI / ARZUM YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“2015’TE GEÇEN YILKİ AÇIĞI KAPATACAĞIZ”
Küçük elektrikli ev aletleri sektörünün en büyük oyuncularından Arzum için geçtiğimiz yıl büyüme performansı açısından çok parlak geçmedi. 2014’te sektör büyümesinin biraz gerisinde kaldıklarını açıklayan Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, bu durumun bazı yeni ürünleri piyasaya geç çıkarmalarından kaynaklandığını söylüyor. “Sektör geçen yıl yüzde 24 büyüdü. Biz yüzde 5 büyüdük. Bazı yeni ürünleri piyasa geç çıkardık. Bir de yeni ortaklık yaptık ve onun geçiş süreci vardı. Önceliğimizde iç yapılanma daha fazlaydı. Hedefler o yönde geride kaldı. Geçen yıl yüzde 10-15 büyüme hedeflemiştik, ancak altında kaldık. Özrü yok. Arzum’da büyümenin kısa kaldığı bir yıl oldu” diyor. Arzum bu yıla yüzde 20 büyüme hedefiyle giriş yaptı. Ancak yılın kur artışlarıyla zor gittiğini ifade eden Kolbaşı, “Şu anda hedeflerimizin biraz altındayız ama yine de yüzde 15-20 büyüme yapacağımızı düşünüyorum. Biz forward yaparak giden bir şirketiz. Forward yaparak dövizi doları ya da Euro’yu bağlayarak gidiyoruz, onun için risklerimizi aşağı indiriyoruz. Yılın ikinci yarısından ümitliyim. İçecek grubunda Okka’yı çıkardığımız için oradan bir büyüme alacağız. Kişisel bakımda da kuvvetli bir büyüme bekliyoruz. Güçlü olduğumuz kategoriler olan mutfak grubunda yeni ürünümüz geliyor. Bu yıl geçen yılki açığı kapatacağımız bir yıl olacak. Ona göre hazırlandık” diyor. Arzum ihracat konusunda da atakta. Yeni pazarlara odaklanmış durumda. Afrika da özellikle yakın markajında olan bir pazar. Güney Afrika, Mozambik gibi ülkelerde markalarına önemli bir ilgi olduğunu belirten Kolbaşı, “Buralarda farklı açılımlar olabilir. Şu anda 30 ülkeye ihracat yapıyoruz. Toplam gelirin yüzde 10’u ihracattan geliyor. Biz bunu Okka’nın da katkısıyla yüzde 15 seviyelerine çıkarmak istiyoruz. Bu yıl çıkmaz ama artarak gidiyor. Okka’ya enteresan pazarlardan enteresan ilgiler geliyor. Örneğin Amerika pazarı ürünü istiyor. Tüm bunları değerlendireceğiz ve Okka’nın da katkısıyla ihracatımızı artıracağız” diye konuşuyor.
YENİ OYUNCUYA YER VAR MI? Murat Kolbaşı, küçük elektrikli ev aletleri sektöründe toplam 250 markanın yer aldığını ve büyük rekabet yaşandığını söylüyor. “Tabiri caizse sektörde boğuşuyoruz. Ama aşağı yukarı 5 marka pazarın yüzde 55’ini paylaşıyoruz. Pazarda daha fazla oyuncuya yer var mı derseniz… Gelen geliyor ama bu kadar markanın yaşaması söz konusu değil” diyor.
ÖMER KIZIL / ULUDAĞ İÇECEK İCRA KURULU ÜYESİ
“YENİ BİR KATEGORİ LANSE EDECEĞİZ” da 2001 yılından bu yana yapılan yeni ürün geliştirme yatırımları olduğunu açıklıyor. “2006 yılından itibaren hem meşrubat hem maden suyu üretim tesislerimiz sıfırdan kuruldu. Ultra teknolojik tesislerimizle üretim kapasitemiz de büyüme gösterdiğimiz rakamlar çerçevesinde artış gösterdi. İyi ürün, iyi ambalaj, doğru fiyat, kuvvetli dağıtım ağımız ve doğru pazarlama faaliyetleri bizleri bu günlere getirdi” diyor. Gazlı içecekler, doğal maden suyu, meyve aromalı, meyveli maden suları ve meyve suları kategorilerinde üretim yapan Uludağ İçecek’in 30’a yakın ürün çeşidiyle 150 değişik ambalajı bulunuyor. Kızıl, en hızlı büyüyen kategorilerinin son zamanlarda çıkardıkları ürünlerden oluştuğunu söylüyor. Şirketin cirosunun yüzde 62’sinin, 2001 yılından sonra çıkardıkları içeceklerden geldiğinin altını çiziyor. Uludağ İçecek, önümüzdeki yıllarda da yine yenilikçi ürünlerle büyümeye kararlı Mevcut ürünlerine ek olarak bu yıl yeni bir kategori lansmanı da planlıyor. Kızıl, gelecek 5 yılda cirolarını da 2 misline çıkarmayı hedeflediklerini açıklıyor. ludağ İçecek, 2001 krizinden küçülerek çıkan şirketlerdendi. Ancak son 13 yılda çok önemli bir büyüme yaşadı. O dönem 20 milyon TL olan şirketin cirosu, 2014 yılında 400 milyon TL’ye ulaştı. Son 13 yılda 10 kattan fazla bir büyüme gerçekleştirdiklerini belirten Uludağ İçecek İcra Kurulu Üyesi Ömer Kızıl, bu büyümenin motorunun “FİLARMONİ BÜYÜK TUTKUM” Ömer Kızıl, babası Prof. Dr. Ayhan Kızıl’ı geçen nisan ayı içinde kaybetti. Babasının Uludağ Üniversitesi Rektörü iken tohumlarını attığı Bursa Senfoni Orkestrası’nın bugün 6. Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası olduğunu belirten Kızıl, babasının 5 yıl önce kendisinden Bursa Filarmoni Derneği Başkanı olmasını rica ettiğini anlatıyor. “BBDSO’ya destek olmamı istemişti. Onun ricasıyla başlayan Bursa Filarmoni Derneği Başkanlığı’mın bu yıl 5’inci yılı. Ricayla başlayan bu iş, şimdi en büyük tutkularımdan biri oldu. Her perşembe akşam saat 20:00’da Bursa Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi–Merinos’ta verilen konserlerimizin ortalama seyirci sayısı 500 kişiye ulaştı. Bundan sonraki amacımız BBDSO’yu Türkiye’de çok daha fazla tanınan bir orkestra haline getirmek” diyor.
GÜNEŞ KARABABA / BARİLLA CEO'SU
LİDERLİĞİ NASIL ALDIK?
Barilla CEO’su Güneş Karababa, 7 yıldır şirketin yönetiminde. ODTÜ İşletme Bölümü’nden mezun olduktan sonra 13 yıl Türk Henkel’de çalışan Karababa, 2004 yılında Barilla’ya transfer oldu. O yıl Barilla’nın uluslararası bir genişleme faaliyetinde olduğu, Türkiye’de ise atak yapmaya karar verdiği yıl olarak önemli. 1994-2004 yılında Filiz Gıda’nın ortağı olarak Türkiye’de olan Barilla, 2004 yılında şirketin tamamını satın aldı. 2004-2007 arasında nispeten durgun geçen bir dönemin ardından da Türkiye’de daha hızlı bir büyüme gerçekleştirmek ve Filiz Gıda’yı Barilla’ya dönüştürmek için düğmeye bastı. İşte bu süreçte Karababa’nın transferi de gerçekleşti. Karababa’nın genel müdürlüğünde şirket, ilk etapta Barilla’ya dönüşmek, ardından uluslararası süreçlere tam entegrasyon sağlamak ve Türkiye’de hızlı büyüyüp çevre ülkelere de bu büyümeyi yansıtmak için harekete geçti. Aradan geçen 7 yılda önemli bir yol alınmış durumda. Şirketin cirosu 3 katına çıkarken pazar payı yüzde 24’ten 30’a ulaştı. Bu performansla ikinci oldukları pazarda liderliği aldıklarını belirten Karababa, bunu nasıl yaptıklarını da şöyle anlatıyor: “İlk olarak Barilla’nın standart sistemini kendimize hedef aldık. Şirketin fabrika lokasyonu hariç her şeyini değiştirdik. Filiz Gıda olan ismi Barilla Gıda oldu. Düşünce sistemini değiştirdik. Markaya ciddi yatırım yaptık. Şirket içinde verimliliğe odaklandık. Hiyerarşik yapıyı değiştirdik, şimdi dikeyi az olan bir hiyerarşik yapımız var. Marjinal satış faydası getiren ürünler vardı, onları piyasadan çektik. Portföyde yenilikçi ürünlerin sayısını artırdık. Ev dışı kategoriye girdik. Ürün çeşitliliğimiz 2007-2014 arasında yüzde 27 arttı. Bugün 210 ülkede ürünleri satılan Barilla’nın 4’üncü büyük pazarıyız. Şirket, İtalya’dan sonra en büyük payına da Türkiye’de sahip.” “CİROYU 2’YE KATLARIZ” Bugün 115 milyon Euro’luk cirosu olan Barilla, 2020’ye kadar bu rakamı 2’ye katlamayı planlıyor. Güneş Karababa, yüzde 30 pazar payla lider oldukları makarna sektöründe, bundan sonra pazar koşulları nedeniyle yüzde 100 büyümenin mümkün görünmediğini belirtiyor. Bundan böyle unlu mamuller kategorisinde büyüme planları yaptıklarını anlatıyor. Büyürken satın almaya yaklaşımlarını da şöyle açıklıyor: “Makarna kategorisinde satın alma niyetimiz yok, çünkü işimize fayda sağlayacak bir aday yok. Unlu mamullerle ilgileniyoruz. Türkiye’de lansmanını yapmadığımız ürün grupları var. Bilhassa çikolatalı kaplamalılar, çikolatalı bisküviler ve kraker pazarına yeni ürün lansmanları olacak.”
TALHA ÇİLEK / ÇİLEK YÖNETİM KURULU ÜYESİ
"İÇ PAZAR DAR, DIŞARI ODAKLANDIK"
Çilek Mobilya, Türkiye’nin çocuklara odaklanan ilk mobilya markası. 1995 yılında kurulan marka, pazarlama iletişimine yaptığı ciddi yatırımın yanında kendi kategorisinde ilk olmanın avantajıyla pazarda özel bir yer edindi. Bugün de sektörde çok fazla marka olmadığını belirten Çilek Yönetim Kurulu Üyesi ve şirketin ikinci kuşağı Talha Çilek,mobilyada bebek-çocuk ve genç mobilya kategorisinin yüzde 5-6 oranında bir paya sahip olduğunu söylüyor. Türkiye’de bu kategoride çok fazla büyüme imkanı olmadığı için Çilek, ilk günden itibaren yurtdışına odaklanma kararı almış. 1998 yılında ilk olarak Malta’da mağaza açtıklarını ifade eden Çilek, “Pazar dar olduğu için yurtdışına açılmamız gerekiyordu. İlk yıllardan itibaren bütün yurtdışı fuarlara katıldık. Bugün 5 kıtada 66 ülkede 444’ün üzerinde satış kanalında 300 milyon TL ciro yapan bir şirketiz. Son olarak Moğolistan’da ilk kez mağaza açtık. Şimdi yeni coğrafyalara odaklanıyoruz. Rotamızı Asya ve Amerika’ya çevirdik. Avrupa zor bir pazar. Tek tip odaya özel ürünler seviyorlar. Bu nedenle Avrupa pazarı ilgimizi çekmiyor. Güney Kore, Hindistan, Pakistan Bangladeş gibi ülkeler ilgimizi çekiyor. O ülkelerde daha üst segmentlerde fiyatlamayla satış yapıyoruz” diyor. İhracat ağırlıklı Çilek, gelirlerinin yüzde 50’sini yurtdışından elde ediyor. Ancak hedef, bu oranı yüzde 70-80’lere çıkarmak. Geçtiğimiz yıl 35 yeni mağaza açan Çilek, bu yıl ise 25’i yurtiçinde olmak üzere 40 mağaza açılışı planlıyor. Talha Çilek, “2023 hedefimiz ise 1.100 mağazaya ulaşmak. Yurtdışı gelirlerimizi de yüzde 80’e çıkarmak istiyoruz” diye konuşuyor. REKLAM SENARYOSU YAZIYOR
Talha Çilek, liseden itibaren aile işinde aktif olarak görev alıyor. Henüz lise öğrencisiyken Çilek’in ilk web sayfasını tasarladığını anlatan Çilek, “Son reklam filmi de dahil birçok reklam filminin senaryosunu yazdım” diyor. Çok yönlü Talha Çilek, aynı zamanda bir gezgin ve blogger. Eşi ve 2 yaşındaki kızıyla birlikte seyahat etmek en büyük tutkularından biri. Şu ana kadar 60 ülke gezen Çilek, gezdiği ülkeleri fotoğraflamayı da ihmal etmiyor. Bu fotoğrafları ve ülkelere dair çarpıcı anekdotları da eşi ile hazırladıkları Gümüş Pusula adlı blogda gezi severlerle paylaşıyor
AHMET YANIKOĞLU / /WATSONS TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ
“HIZIMIZI ARTIRACAĞIZ”
1828 yılından beri Watson Grup bünyesinde faaliyet gösteren Watsons, bugün 12 ayrı pazardaki 4 bin 600’den fazla mağazasıyla dünyanın önde gelen güzellik ve kişisel bakım zincirlerinden biri. Zincirin Türkiye’ye girişi ise 2005 yılı. Cosmo Shop’u alarak pazara giriş yapan Watsons, bugün 49 şehirde 170’in üzerinde mağaza ile hizmet veriyor. Türkiye’nin Watsons için en önde gelen büyüme pazarlarından birisi olduğunu belirten Watsons Türkiye Genel Müdürü Ahmet Yanıkoğlu, “Şirket istikrarlı olarak yıllık yüzde 50 civarında bir büyüme sergiliyor. Bu büyüme performansında yeni açılan mağazaların katkısının yanı sıra mevcut mağazalardaki bire bir büyümeler de çok önemli. Watsons bu sayede iş hacmini geliştirirken verimliliği de sağlayarak sürdürebilir bir büyüme performansı ortaya koyuyor.” Watsons’ın da yer aldığı kitlesel güzellik ve kişisel bakım mağazacılığı kanalında Türkiye’de şu anda üç ulusal zincir var. Bunun yanında çeşitli bölgelere dağılmış yerel oluşumlar da bulunuyor. Sektörde özellikle yeni girişlerle birlikte rekabetin giderek arttığına değinen Yanıkoğlu, öte yandan aynı ürünlerin satışını yapan gıda perakende zincirlerinin de kendileri için önemli rekabet unsuru olduğunu söylüyor. “Buna ek olarak tüm Türkiye’deki yerel parfümeri mağazaları ve depolar da rakiplerimiz arasında” diyor. Bu rekabet ortamında Watsons kampanya ve yeni ürün lansmanlarıyla büyümeye odaklanıyor. Bir yandan mağaza sayısını artırırken mevcut mağazalarının da konseptini yeniliyor. Geçtiğimiz yıl müşterileriyle buluşan Watsons Card’ın henüz 1 yıl bile olmadan 1 milyon üye sayısını aştığını anlatan Yanıkoğlu, “Watsons olarak önümüzdeki dönemde de bir taraftan büyüyen iş hacmimizin gerektirdiği altyapı yatırımlarımıza devam ederken diğer taraftan yeni mağaza açma hızımızı artıracağız. Böylelikle hem yeni tüketicilere ulaşmayı hem ulusal perakendeci konumumuzu pekiştirmeyi hedefliyoruz. Mağaza sayımızı 1 yılda 100 yeni mağaza açarak büyütmeye çalışacağız” diyor. SATTIĞI ŞİRKETTE GENEL MÜDÜR OLDU Ahmet Yanıkoğlu da kurucusu olduğu şirkette profesyonel yönetici olmayı tercih eden iş insanlarından... Türkiye’nin ilk kişisel bakım ürünleri zinciri olan Cosmo Shop’un kurucusu olan Yanıkoğlu, 2005 yılında şirketini Watson Grubu’na sattıktan sonra çantasını alıp çıkmadı. O tarihten itibaren genel müdür olarak kurucusu olduğu şirketi büyütmeye devam ediyor.
SALİH ALBAYRAK / ALB FOREX YÖNETİM KURULU BAŞKANI
KAPALIÇARŞI'NIN EKONOMİ DANIŞMANI
Albayrak Ailesi Kapalıçarşı piyasasında, 30 yıldan uzun bir süredir altın ve döviz ticareti yapıyor. Ailenin şirketi ALB Forex’in kuruluş tarihi ise 2013. ALB Forex, forex, BİST, VİOP ve türev piyasalarda hizmet veriyor. Kendilerini Türkiye’nin forex şirketi olarak konumlandırdıklarını belirten ALB Forex Yönetim Kurulu Başkanı Salih Albayrak, piyasayı genişletmeye yönelik faaliyetlerini sürdürdüklerini söylüyor. “Bu arada ALB Forex olarak Kapalıçarşı’da bir şubemiz mevcut ve Kapalıçarşı’nın ekonomi danışmanı seçildik” diyor. Günlük 4-5 trilyon dolar civarında işlem hacmiyle forex, dünyanın en likit piyasası. Forexte kaldıraç oranının Türkiye’de 100’e kadar uygulanabildiğine dikkat çeken Albayrak, “Böylece daha az parayla daha çok yatırım yapma imkanına sahipsiniz. Elektronik platformlar sayesinde internete bağlanabildiğiniz her yerde işlem yapabilirsiniz. Türkiye’de regülasyonun ardından yatırılan teminatların Takasbank güvencesinde olması piyasaya olan güvenin yeniden kazanılmasını sağladı. Türkiye forex piyasalarında sıkı düzenlemeler yapmış nadir ülkelerden biri ve bu sebeple bugün piyasalar ve kurumlar daha güvenilir. Türkiye bu düzenlemeler sayesinde, bulunduğu coğrafyada forex yatırımcısını çeken bir merkez olmaya da aday” diye konuşuyor. Foreks piyasasında bugün 37 kurum işlem yapıyor. Albayrak, 2015’te piyasanın büyümeye devam etmesini bekliyor. Ancak işlem yapan aracı kurum sayısında azalma görülebileceğine dikkat çekiyor. “SPK’nın 1 Temmuz’da yürürlüğe girecek olan özsermaye yeterliliği uygulaması nedeniyle sektörün konsolidasyona gitmesi gerekeceğini düşünüyorum. Oyuncu sayısında son yıllarda ciddi artış oldu. 2012 sonunda 11.500 olan teminatlı hesap sayısı, mayıs sonu itibariyle 70 binlere yükselmiş durumda. Türkiye’de işlem hacmi 2012 yılında 1 trilyon TL’nin hemen üzerindeydi. 2014 yılında 4 trilyon 360 milyar TL’ye yükseldi. Yıl sonu itibariyle 90 binler civarında aktif hesap görmek olası” diyor. “YÜZDE 10 PAY HEDEFLİYORUZ” Bu ortamda ALB Forex’in yol haritası da net. Geçtiğimiz yıl pazardan yüzde 8,5 oranında pay alan şirket, bu payla sektörde ilk 3 büyük oyuncu arasında yer alıyor. 2015 Nisan verilerine göre de ikinci en yüksek işlem hacmini gerçekleştirdiklerini ifade eden Albayrak, bundan sonra nasıl ilerleyeceklerini şöyle paylaşıyor: “Liderliğe giden yolda ilerliyoruz. İşlem hacmimizi büyüterek yüzde 10 paya ulaşmayı hedefliyoruz. Yurtiçinde iki yeni merkez dışı birim açma planımız var. Müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmak için yapılması gereken her şeyi planlarımıza dahil ediyoruz. Bunun yanında, geniş yetkili bir aracı kurum olarak 2015 hedeflerimiz arasında kurumsal finansman alanında etkin rol almak yer alıyor. Bu doğrultuda 2015 içerisinde ilk halka arzımızı gerçekleştirmek hedefindeyiz ve halka arza konu olacak şirket konusunda da oldukça seçiciyiz. ALB Forex olarak orta ölçekli ve temettü verimliliği yüksek bir Anadolu şirketinin halka arzını gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Ayrıca yurtdışına da açılmak için girişimlerimiz mevcut.”
GAMZE AYDIN / TERADATA TÜRKİYE ÜLKE MÜDÜRÜ
"3 YILDA 10 KAT BÜYÜDÜK"
Teradata, dünyada “veri” deyince ilk akla gelen şirketlerden biri… 77 ülkede, 11 binin üzerinde çalışanı olan Amerika merkezli şirket, veri ambarı, analitik çözümler ve entegre pazarlama çözümleri alanında Wal-Mart, eBay, Apple, AT&T, Coca-Cola, Dell, Intel, Lufthansa, DHL ve Maersk gibi 1.500 dev şirkete hizmet veriyor. Türkiye’de ise 60 kişilik bir ekiple çözüm ortaklığı sunan Teredata, son yıllarda hızlı bir büyüme yaşadı. 2011 yılında genel müdürlük koltuğuna Gamze Aydın’ın oturmasıyla 10 kat büyüme kaydeden şirket, bu performansıyla Teredata Global’den ödül de aldı. Bu ivmelerinin bugün de devam ettiğini belirten Teredata Genel Müdürü Gamze Aydın, “Bu nedenle Türkiye olarak Teredata bünyesinde çok özel bir yerdeyiz. Bu ülke, çok hızlı büyüyen bir pazar. Teradata olarak bugün geldiğimiz noktadan çok memnunuz” diyor. Şirket önümüzdeki süreçte de hızlı büyümesini devam ettirmek niyetinde. Yıl bazında büyümelerinin katlanarak artacağını ifade eden Aydın, “2015’te de yine 2014 yılında yakaladığımız büyümenin üzerine yüzde 35 -40’lık bir büyüme daha öngörüyoruz. Özellikle finans sektörü tarafında önemli beklentilerimiz mevcut. Ayrıca perakende, enerji, sağlık sektöründeki şirketler de Teradata’nın radarına girmeye başladı. Bu alanlardaki şirketlerin de hem veri ambarı hem büyük veri açısından birer potansiyel müşteri haline geldiğini söylemeliyim. Sonuç olarak 2015 ve gelecek yıllarda, finans, telekom ve kamunun dışında, farklı sektörlerde de genişleyerek ve büyüyerek çözümlerimizi sunmaya devam edeceğiz” diye konuşuyor. Aydın’a göre klasikleşmiş veri analizleri artık yetersiz kalıyor. Bu durumda şirketlerin sahip oldukları ancak yapısal olmayan verileri değerlendirmeye başlamaları da kaçınılmaz görünüyor. Veriyi kullanarak operasyonları, kârlılığı ve büyümeyi anlamanın, geliştirmenin ve yeni fırsatlarla yeni rekabet ortamları oluşturmanın mümkün olduğunu belirten Aydın, “Bugün ve gelecekte şirketlerin en büyük rekabet avantajı, büyük veri vizyonları olacak. Müşteri odaklı çalışan bütün şirketler hatta devlet kurumları bile tercih edilir olmak için verisini işleyip analiz ederek yeni iş ve hizmet modelleri geliştirmek zorunda” diyor. “YENİ HOBİM BOKS” Gamze Aydın, günde 10-12 saat çalışıyor. Hafta sonları da çalışmayı bırakmıyor. Her pazar akşamı 1-2 saat konular üzerinde değerlendirme yapıyor, maillere bakıp yeni haftaya hazırlanıyor. İş dışında ilgi alanları sağlıklı yemek denemeleri yapmak ve spor. “Haftanın 3 günü muhakkak açık alanda spor yapmaya çalışıyorum” diyen Aydın, son dönemde boks antrenmanı yapmaya başladığını söylüyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?